Zerdüşt Kimdir?
İslamiyet, Hıristiyanlık ve Musevilikten önceki dini olan Zerdüştlük, genel kanıya göre M.Ö. 660-583 yılları arasında yaşamış olan Zerdüşt tarafından kurulmuştur. Medler zamanında bölgesel bir din iken Pers İmparatorluğu döneminde resmî din olmuştur ve resmî yetini Sasaniler’in yıkılmasına kadar korumuştur. Zerdüşt, Medler’in Magi aşiretine mensuptur ve Urmiye yakınlarındaki Rey şehrinde doğmuştur.
Zerdüşt’ün geleneksel hayat hikâyesi Hz. Muhammed’in hayat hikâyesine benzemektedir: Vahiy ya da vahiyler, kendi toplumunda peygamberlik faaliyetleri, bu faaliyetlerde başarısız olmak, firar ve yabancı bir bölgede başarılı olmak. Herzfeld’e göre Zerdüşt, Raga (bugünkü Rey)’dan Tus’a firar etmiştir. Nyberg’e göre Zerdüşt, Ceyhun (Amuderya) nehri kenarından Seyhun (Sirderya) nehri kenarına gitmiştir. Hinz’e göre Zerdüşt, tahminen M.Ö. 590 yılı Ocak
ayında Baktria’dan Harezm’e firar etmiş ve yolda Vaepya-kavi (vaepya: eş cinsel bir fahişe) ile karşılaşmıştır. Vaepya, Zerdüşt’in gece konaklamasına izin vermiyor ve soğuktan titreyen atlarına yardım etmiyor. Zerdüşt, yolculuğuna devam ediyor veya Tus ya da Nişapur’a ulaşıyor (bakın Hinz’e göre Harezm nerede!). Zerdüşt burada Vištaspa ile karşılaşıyor. Vištaspa, Zerdüşt’ün peygamberliğini kabul ediyor.
Zerdüst’ün eski iran’ın tanınmış ailelerinden Spitama’ya mensup olduğu, babasının Pourushaspa ve annesinin Dughova, Zerdüşt’ün ailenin beş çocuktan üçüncüsü oldugu söylenmektedir. Kaynaklarda onun soyunun iranlıların dini inanışlarına göre kendisinden kırk beş nesil önce yaşamış, ilk insan olduğu iddia edilen Gayomart’a kadar geri götürülmektedir.
Tarih içinde, uzun çağlar boyunca animizm (ruhçuluk), naturizm (tabiatçılık) ve totemizm (totemcilik) olarak nitelendirilen inanç sistemlerinin tesiri altında kalmış olan İranda Zerdüşt Dininin (Zoroastrisme) ne zaman ortaya çıktığı henüz kati olarak bilinmemektedir; çünkü herşeyden evvel dinin kurucusu olan Zerdüştün hangi tarihte yaşamış olduğu aydınlığa kavuşturulmuş değildir. Bu din adını, kurucusu olan Zerdüştten almaktadır. Kutsal kitaibı
Avestadır. Ancak Avestada Zerdüştlere Mezdisnan adı verilmektedir. Zerdüştçülüğün, genel olarak iki tanrılı bir din olduğu kabul edilir. Tanrılardan biri, iyilik tanrısıdır ve bütün iyiliklerin kaynağıdır. Avestada, Ahura mazda (Ormazad, Ormuz) Yezdan ya da sadece Ahura isimleri altında kendisinden bahsolunur. Diğeri de bütün kötülüklerin kaynağı ve yöneticisidir; ki bu da metinlerde Ahriman, Div, Drug, ya da Angra Mainyu şeklinde geçer. Ayrıca Ahura’nm yanında, onun yarattığı ve onun yardımcısı olan altı tanrı daha vardır. Bunlara Imşas Pendler (ebedi mukaddesler) denir.
Zerdüşt üzerine yapılan araştırmalar, XIX. yüzyılda ve XX. yüzyılın başlarında daha homojen bir hâlde idi. Genel olarak araştırmacılar Zerdüşt’ün ortaya çıkışını iki farklı kültürün karşı karşıya gelmesiyle izah etmişlerdir: Bu dönemde Geiger, Zerdüşt’ü tarım ve göçebe kültürlerin karşı karşıya gelmesiyle açıklamıştır. Bartholomae, Moulton ve Reuter ise Zerdüşt’ü tarım ve şehir kültürünün Batı İran’dan Doğu İran’a taşıyıcısı olarak görmüşlerdir. Öte yandan Lehmenn-
Haupt, Meillet ve Söderblom gibi araştırmacılar ise Zerdüşt’ün ortaya çıkışını sınıf mücadeleleri ile izah etmişlerdir. Bütün bu araştırmacılar çalışmalarında Zerdüşt’ü genel olarak aydın bir filozof olarak kabul etmişlerdir.
E. Herzfeld, zamanının İran arkeolojisinin önde gelen simalarından birisi idi. İran’da pek çok kazıya katılmış ve çok sayıda kitabe yayınlamıştır. 1930’larda Chicago Üniversitesi’nin Persepolis kazılarına katılmıştır. 1920’li ve 30’lu yıllarda İran tarihi ve özellikle de Persler ile ilgili pek çok yayında bulunmuştur. Bu çalışmalarının zirvesi 1947 yılında yayınlanan ve bütün çalışmalarının son noktası sayılabilecek olan 851 sayfalık Zoroaster and His World isimli eseridir. Kitabın büyük bir kısmı Avesta metninin filolojik açıklamalarına ayrılmıştır. Bu çalışmanın en dikkate değer yanı,
araştırmacının büyük bir öz güvenle metinleri değiştirerek yeniden tercüme etmiş ve yorumlamış olmasıdır.
Araştırmacının görüşüne göre, özetle; Zerdüşt, Kyros ve Darius zamanında yaşamış tamamen tarihî bir şahsiyettir. Kyros tarafından ortadan kaldırılan Medler’in son kralı Astyages, Zerdüşt’ün büyük babasıdır. Kyros, tahta oturduktan sonra Zerdüşt’ün annesi ile evlenmiş ve bu evlilikten Zerdüşt’ün üvey kız kardeşi Atossa doğmuştur. Atossa evvela Kambyses, daha sonra da Darius ile evlenmiştir. Zerdüşt, Med ülkesi (Media) ile özellikle kendi şehri olan Ragga (bugün Rey)’da reform yaparak kölelik sistemi yerine, her iki tarafın da anlaşmasına dayanan vassal bir sistem getirmek istemiştir. Ancak Media’da iktidarda bulunanlar bu fikirlere hiç de sıcak bakmamışlardır. Bu sebeple Zerdüşt Tus’ta bulunan Viştaspa’nın yanına kaçmış ve orada ileri gelenlerden Fraşaustra’nın kızı ile evlenmiştir. Fraşaustra’nın kardeşi Jamasba, onun arkadaşıdır.
Bir kardeş daha vardır ki, bu Heredot’un söz ettiği Preksaspes’tir. Bu kişi Kambyses tarafından Kyros’un oğlu Bardia yani Smerdiin’i öldürmekle görevlendirilmiştir. Heredot’a göre Preksaspes bu olayı gizli tutmuştur. Ancak Zerdüşt, durumdan haberdar olarak olayın yayılmasını sağlamıştır. Media’da Zerdüşt’ün eski düşmanı Gaumata, sahte Smerdiin olarak ortaya çıkmıştır. Zerdüşt bu kimseye karşı koymak için herkesi sefere çağırmıştır. Viştaspa’nın oğlu Darius bu çağrıya uyarak Gaumata’yı bozguna uğratmış ve Behistun kitabesinde anlatıldığı gibi, hükümdar olmuştur.
ZERDÜŞTLÜK
Zerdüştlük, genel kanıya göre M.Ö. 660-583 yılları arasında yaşamış olan Zerdüşt tarafından kurulmuştur. Zerdüştçülük Zerdüşt tarafından İran’da kurulan, yaklaşık MÖ 6. yüzyıldan MS 7. yüzyıla kadar Kürt Medlerin ve 3 büyük Pers İmparatorluğu’nun dini olan, içerisinde düalist ve Eskatolojik inanışın ilk örneklerini barındıran, dünyanın en eski tek tanrıcı vahiy dini.[1]
Bu dine inananlar Zerdüştçü olarak adlandırılıyor olup bedenen öldükten sonra dirilip Ahura Mazda’nın huzuruna çıkacaklarına ve orada sorgulanacaklarına inanırlar.
Günümüzde İran’da yalnızca yaklaşık 30.000 zerdüşti bulunurken, en fazla zerdüştinin yaşadığı diaspora ülke Hindistan’dır. İran’ın islam ordularınca fethedilmesinden sonra ülkeyi terk ederek Hindistan’a yerleşen bu topluluğa, coğrafi kökenlerine ithafen Parsi denmiştir.
Burada ki İran yada İrani kavramı Farsları değil varolan bölgeyi anlatır.
Zerdüşt’ün Yaşadığı dönem
Avesta’nın ilkyazı dili Pehlevice’den hareketle Zerdüst’ün, M.Ö. 551–479 yılları arasında yasadıgı ve dogu iran(Arya) kabilelerinden birine mensup olduğu ve bugünkü iran’ın dogu ya da kuzey dogusundaki Harezm ile Belh yakınlarında dogduğu tahmin edenler de bulunmaktadır. 19 Hasim Razi ise, Taberi’den naklen, onun Filistin asıllı oldugunu, daha sonra Belh yakınlarında bir yere yerlestigini ileri sürmektedir. “Zerdüştilere göre o birinci ayın altısında ( iran günes takviminin 1. ayı 21 Mart – 20 Nisan ) doğmuştur.
Nyberg dışında Duchesne-Guillemin, Zaehner ve Hinz gibi araştırmacılar geleneksel zamanı desteklemişlerdir. F. Altheim, Porfyrios’un Arapça tercümesine dayanarak Zerdüşt’ün M.Ö. 551-552 yılında öldüğünü, geleneğe göre 77 yaşında ölmüş olduğu için de M.Ö. 599-598 yılında doğduğunu kabul etmiştir. Yine Altheim, Zerdüşt’ün hamisi Viştaspa’nın I. Darius’un babası Viştaspa ile aynı kişi olduğu görüşünü benimsemiştir. Ancak o, Zerdüşt’ün Herzfeld’in
düşündüğü gibi bir siyasetçi olduğunu kabul etmemiştir. Diğer yandan Kurt Rudolph, Wilhelm Eilers ve Geo Wiedengren gibi araştırmacılar ise geleneksel zamanı kabul etmeyerek Zerdüşt’ün gelenekten en az yüz sene kadar daha önce yaşadığı fikrini savunmuşlardır.
Etimoloji
Anlam olarak Zerdüşt kelimesi (Zoroaster), Zarathustra’nın Yunanca karşılığıdır. Adına eklenen uştra sözcüğünün bilinen anlamı deve ile ilgisi yoktur. Kimi akademisyenlerin önerdiği, kökü uş “pırıldamak” olandan zaratha (altın) ve uştra (ışık) türetilerek oluşan ad, dünyaya ışık getirenlerin en büyüklerinden birine verilmiş ad olarak “Altın ışığın adamı” anlamındadır. Halk dilinde ise Zerdüşt, yaşayan yıldız olarak nitelendirilir.
Ayırt edici özellikler
Zerdüştlük, Budizm gibi felsefi yönü de ön plana çıkan inançlar arasında yer alır. Zerdüştlüğün temelinde iyilik ve kötülüğün savaşı yatar. Zerdüşt, yeryüzündeki kavganın tanrının ruhu Spenta Mainyu ile şeytanın ruhu arasında olduğuna inanırdı ve her inananın iyilik için savaşması gerekirdi. Zerdüştlükteki şeytan inancı ile batı dinlerindeki melek anlayışı arasında benzerlikler vardır. Zerdüştlük inancında Tanrı kabul edilen Ahura Mazda “Aklın Efendisi” ile sembolize edilir, Ehriman ise kötülüğün güçlerini temsil eder ve iyilik-kötülük mücadelesi bu noktada başlar.
Geleneksel olarak Zerdüştiler yeryüzünün insan kalıntılarıyla bozulmaması gerektiğine inanırlar. Bu yüzden ölülerin cesetlerini defnetmek yerine üstü açık kulelerin çatılarında akbabalara ve doğal etkenlere karşı korumasız bir şekilde bırakırlar.[4]
Bu inancın herşeye kadir olanı Ahura Mazda’dır.[5] Zerdüşt Espantaman, bu dinin peygamberidir.
Doğal elementleri kutsal sayarlar ve bu elementler (su, toprak, hava, ateş) kirletilmekten korunur. Bununla ilişkili olarak ateşe, aydınlığa veya Güneş’e bakılarak ibadet edilir. Bu inanç Zerdüşt Espenteman tarafından getirilmiştir.
Tarihsel gelişim ve etkileşimler
Zerdüştlüğün peygamberin yaşadığı dönemde yaygın olmadığı bilinmektedir. Batı İran’da Zerdüştlüğün vaizleri, üyeleri sadece Medyalıların değil Persler arasında da bilinen magi rahip aşiretiyle karşılaştılar. Araştırmacılar, bu yeni fikirlerin magilerden gelen itirazlarla karşılaştığına inanıyorlar.[6] Zerdüştlük, bu tarihten sonra da İslamiyet’in İran’da yayılmasına kadar genişlemeye devam etmiştir. Zerdüştiler MS 600 civarında Müslümanların Pers topraklarını ele geçirmesinden sonra İslamiyete geçmiş ve geriye az sayıda zerdüşti kalmıştır.
Zerdüşt dininin yaratıcısı olan üç peygamberden bahsedilir; I. Zerdüşt yaklaşık olarak MÖ 3000 yıllarında yaşayan Mahabat, II. Zerdüşt yaklaşık olarak MÖ 2040 yıllarında yaşayan Haşeng (bunun İbrahim olduğu da söylenir), III. Zerdüşt ise MÖ 660 yaşayan Zerdüşt’ün kendisidir.
III. Zerdüşt bilge, ileri bir düşünce adamı ve filozof olarak tanımlanır. Zerdüştlük esas olarak III. Zerdüşt tarafından sistemleştirilerek yaygınlaştırılmıştır. Zerdüşt’ün kurduğu dinin adına Mazdeizm denilir. Zerdüşt Mazdeizm’le tek tanrıcılığa yönelirken, çok tanrılığı aşar ve tanrıyı egemenlerden alarak, insanlığın özlemleriyle birleştiren bir güce dönüştürür. Zerdüşt tanrının kötülükleri affetmeyeceğine inanır ve kötülüklere karşı savaşımını bir tanrı emri olarak öne sürer.
Zerdüşt’ün filozof yönünü doğa, toplum ve insan gerçeğine ilişkin perspektiflerinde görmek mümkündür. Antik çağ Yunan filozoflarında, Zerdüşt inanışının geliştirdiği kavramların etkilerine rastlanır; MÖ 538 dönemlerinde yaşayan Theopampos, iyi- kötü mücadelesini tabiatın kendi içindeki kanunu olarak algılar.
Heraklitos doğadaki her şeyin sürekli değişim içinde olduğunu öne sürer ve hareket kuramında Zerdüşt’ün karşıtlar mücadelesi fikrinden etkilenir. Bundan yola çıkarak, Zerdüşt’ün gök, ışık, Güneş ve diğer göksel varlıkların çözümlemesini yorumlayarak fiziksel evrenin öz devinimlerini formüle eder. Zerdüşt’ün felsefi inancı dünyanın beş temel elementten oluştuğunu belirtir. Bunlar toprak, su, ateş, hava ve bitkidir. Zerdüşt inancının yaşandığı Mezopotamya bölgesinin hayat tarzı, coğrafi konumu ve yaşam koşulları bu tespitlerin kaynağını oluşturur.
Zerdüştilikte inanç sistemi
Zerdüştilikte, dünyanın “altı evre”den oluştuğuna inanılır. Birinci dönemde iyilik ve kötülük ortaya çıkar. İkinci evrede Dünya karanlığa, felakete ve kötülüklere gömülür. Üçüncü evrede iyilik ve kötülük mücadelesinde iyilik kazanır, Zerdüşt halklara doğruyu, adaleti göstererek karanlığı ve aydınlığı birbirinden ayrıştırır.
Dördüncü evrede ise her tür kötülük ve karanlık kaybolacak, dünyaya barış ve kardeşlik hâkim olacaktır. Zerdüşt burada dünyayı aşamalara ayırırken, ilk dönem insanın yaradılış dönemini konu alır. İkinci dönemde, tufanla insanoğlunun uğradığı felaket vurgulanır. Üçüncü dönemde, Zerdüştlük ve sonrasında gelişen uygarlığa vurgu yapılır. Dördüncü aşama da ise insanoğlunun geleceğe dair taşıdığı umuda, özgürlük düşlerine çağrışım yaparak, geleceği tasavvur eder.
Ateşin kutsal sayılması
Zerdüştlük felsefesinde su, toprak, ateş kutsal sayılır ve ateşe, aydınlığa veya Güneş’e bakılarak ibadet edilir. Işığın ve aydınlıkların, Tanrı Ahura Mazda’nın fiziksel temsili olduğuna inanılır. Bununla ilişkili olarak ateş, iyi ve kötüyü birbirinden ayıran Tanrısal bir güce sahiptir. Bu inanca göre, ateş bütün varlıklarda bulunur ve canlı ve cansızlarda farklı biçimlerde var olur. İnsanda, hayvanda, bitkilerde, gökte ve yerde bu ateşi değişik zaman ve durumlarda görmek mümkündür. En kutsal olan ateş ise, Tanrı Ahura Mazda ile insan arasındaki ateştir.
Kutsal metinler
Kutsal kitaplar
Zerdüşt, Gatalar denen dörtlükler yazmıştır. Bu dörtlükler Avesta denen kutsal kitapta toplanmıştır. Bu yazılar Zerdüşt’ün neye inandığını anlatan tek belgedir.
Zerdüşt Dini 3 ilahi
- AHUNA-VAIRYA (Yasna 27.13)
-
- Ölümlü efendiler gerçekleştirirken iradelerini Dünya üzerinde,
- Böyle onların Aşa Hocalarının bilgeliğiyle;
- Vohu Menah’ın armağanları gelir ödül olarak
- Yaşamın efendisi sevgiyle yapılmış eylemlere;
- Tabii ki Ahura’nın Kşatriya’sı aşağıya gelir
- Hizmet edenlere gayretle alçak gönüllü kardeşlerine.
- AŞEM VOHU (Yasna 27.14)
-
- İyi olanların en iyisidir doğruluk,
- Işıltılı amacıdır Dünya üzerindeki yaşamın;
- Bu Işık’a ulaşır biri doğrulukla yaşarken
- Yalnızca en yüce doğruluk adına.
- YENGHE HATAM (Yasna 27.15)
-
- Taparız bu erkeklere ve kadınlara,
- Her ibadetleri
- Aşa, yaşamın sonsuz yasası ile dolu olan;
- Onlar Mazda Ahura’nın gözünde
- En iyi ve en ölümlülerdir;
- Bunlar en gerçek liderleridir insan oğlunun.
Avesta ya da Zend Avesta
Zerdüştlüğün kutsal metinlerinin derlendiği Avesta genellikle iki bölüme ayrılır. Birinci bölüm Vendidad, Visperad ve Yasna‘yı içerir. Vendidad, çeşitli dînî yasalar ve efsanevi hikâyelerden oluşur. Visperad, kurban edilirken okunan duaları içerir. Yasna ise benzer dualar ve Avesta’da kullanılan genel dilden farklı bir lehçeyle yazılı beş gata içerir. Avesta’nın ikinci bölümüne Khorda Avesta (Küçük Avesta) adı verilir ve tüm inananlar tarafından farklı elementlerin varolduğu belirli günlerde okunabilen kısa dualar içerir. Bu duaların beşine Gah, 30’una Sirozah, üçüne Afrigan ve altısına da Nyayish denir.[7]
Zerdüştlerin yaşam tarzları ve prensipleri
Zerdüştlük inancına göre Tanrı kadın ve erkeği bir arada ve birbirine arkadaş olarak yaratmıştır. Bu inançta kadın ve erkek eşit olarak kabul edilmektedir. Zerdüşt inancının gelişip yayıldığı bölgelerde çok eşliliğin azaldığı ve tek eşliliğin arttığı görülmüştür. Zerdüştilikte, doğru yaşama, ahlâkî emirlere uyma esastır. Ahlâki emirler; iyi düşünce, iyi söz, iyi iş diye özetlenir. Fakirlere cömert davranma, yabancılara misafirperverlik, bütün lekelerden uzak kalma, toprağı sürme, sığırlara bakma, sıkıcı şeyleri imha da faziletli işlerden sayılır. Bâzı cinsi konular ve ölü bedenine temas, kirlenmeye yol açar, özel ayinler gerektirir.
Yine Zerdüşt inancı her alanda tarım ve hayvancılıkla uğraşılıp bol üretimin sağlanmasını tavsiye etmektedir. Temiz hayvanlardan sayılan köpek ve kedinin öldürülmesini büyük günah saymaktadır. Döllenmeyi ve çiftleşmeyi önleme kesin olarak yasaklanmıştır. Bu inançta şarabın ibadetle ilgili olarak dînî düşüncelerin geliştirilip derinleştirilmesi ve ruh gözünün açılması amacıyla içilmekte olduğu vurgulanır. Avesta’nın Gatha bölümünde belirtildiğine göre dînî inanç alanında şarkı ve şiirlerin önemli bir yeri olduğu görülür. Zerdüşt’ün Cennet’i şarkılı bir yer olarak değerlendirdiği dikkate alınırsa bunun önemi daha iyi kavranır.
Temel ibadetler
Zerdüştiler ateşe tapmazlar, ancak ateşi yüceltirler onu kıble kabul ederek ateş önünde dua ederler.[8] Ancak Zerdüştlükte asıl kıble Güneş’tir. Zerdüştiler dünyada bulunan elementlerin saf olduğuna ve ateşin tanrının ışığı veya irfanı olduğuna inanırlar. Ateş Ateşgede denilen tapınaklarda yakılır ve ateşe üflemek öldürülmeyi gerektirecek kadar büyük bir günahtır.[8]
Dini törenlere ya da ayinlere çok fazla önem vermeden, “iyi sözler, iyi düşünceler ve iyi hareketler” ilkelerine odaklanırlar. Zerdüştler günde birkaç sefer dua ederler.[9]Zerdüştler’in dînî törenlerinde ateşin önünde ayinler yapmalarının sebebi, ateşin karanlığı önlemesidir, zîrâ Zerdüşt inancına göre, kötülük karanlıkla özdeşleşmiştir.
Diğer din ve inançlara etkileri
Sabiilik Zedüştlük ve Yahudilik karışımı bir din olarak kabul edilmektedir. İslam dinine derin etkileri bulunan Hanifliğin de bir çeşit sabiilik olduğu ileri sürülmüştür.
Yahudilerin Babil sürgününde Zerdüşt inançlarından etkilendikleri ve bâzı inançların Yahudi, Hıristiyan ve İslâm kültürlerine Zerdüştlükten geçtiği düşünülmektedir;
Zerdüşt’ün anası on beş yaşında bir bakire iken, bir ışık hüzmesinin ziyaretine uğrayarak hâmile kalmıştır.[8] Ayrıca ilk kez müritleri ile su üzerinde yürüyen, miraca çıkan, tanrı ile yüz yüze görüşen, ölmeden Cennet ve Cehennem’i gören Zerdüştün kendisidir. Zerdüştlük inancına göre Cehennem üzerinde kurulu olan Sinvat (Çinvat) köprüsünden geçilerek Cennet’e ulaşılır.[8] Ancak Cehennem’de üç gün kalınarak günahlardan temizlenilmesi gerekecektir.[10] İbrahimî dinlerdeki “6 günde” yaratılış ve mehdi-mesih inançlarının ilk izlerine Zerdüştlükte rastlanabilir.
Kurtarıcı beklentisi birçok dini inançta temel karakterdir. Zerdüştlükte ise beklenen kurtarıcı birçok özellikleri ise İsa Mesih ile benzer özellikler taşır; ” Ölülerin dirilişi ve ve son yargılama ile bitecek 4. devrede temiz bir bakireden Zerdüşt doğar ve O’nun tebliğinin tesiri 10 asır sürer. Daha sonra zamanla dünyanın umumi ahlaki durumu kötüleşecektir. Zerdüştten sonra 2.bin yılda Zerdüşt neslinden bir peygamber gelecek ve bu durum 3. binyılda da devam edecektir.” [11]
ZERDÜŞTÇÜLÜKTE ÖLÜM VE SONRASI
Zerdüşt dinine göre her insan, ölümünden sonra bir muhakemeye tabi tutulacaktır. Bu umumi muhakeme yanında her insan ölümünden sonra Çinvat köprüsünden geçmek suretiyle hususi bir imtihana maruz kalacaktır. İyiler; yani hayatlarında daima Ahura Mazdanın tarafında mücadele edenler öbür dünyaya zahmet çekmeden
vâsıl olacaklar; kötüler ise «duglarm evlerinde» yani yalan cinlerinin bulundukları yerde haset ve hasretle yaşamak zorunda kalacaklardır.
Zerdüşt felsefesine göre, ölüm kötülük nişanesi ve şeytan işidir; ölümle ruh bedeni terketmektedir. Ancak buna rağmen Zerdüştîler ölümden korkmazlar, ve hatta ölümü severler; çünki onlara göre dünya; meşakkatlerin, kötü fiillerin yeridir, zira Ehrimen sanatım orada icra eder. Ölmek ise dünya kötülüklerinden sıyrılmak ve mücadelenin son bulmasıdır; kısaca Ahuranın bir mükâfat ve inayetidir. Ölümden sonra asıl hayat başlıyacaktır. Elbetteki ölümden sonraki güzel hayat hayat yukarıda bahsetmiş olduğumuz imtihanı başarı ile atlatmış olanlar için bahis konusudur.
Zerdüştlükte Tek Tanrılık
Pek çok araştırmacı Zerdüşt’ü İsrailoğulları’nın peygamberleri gibi tek Tanrılı (monoteist) kabul etmişlerdir. Yine Moulton, Nathan, Söderblom ve son zamanlarda Altheim ve Hinz gibi pek çok araştırmacı Zerdüşt’ün İsrailoğulları’nın peygamberleri ile aynı zamanda yaşadığını düşünmüşlerdir. Gerçekten de Gathalar’da gerçek Tanrı olarak Ahura Mazda ortaya çıkmaktadır. Onun yanında başka bir Tanrı’nın adı zikredilmemekte, sadece bazı soyut kavramlar (abstract) yer almaktadır ki, bunların da eski Aryaî Tanrılar’ın fonksiyonları olması muhtemeldir. Aynı
zamanda bu soyut kavramlar Tanrı’nın insanlara sunduğu nimetlerdir. Bunun karşılığında insanların da buna karşılık verme mesuliyeti vardır. Ancak, Gathalar’daki bu monoteizm o kadar müphem ve o kadar esnekti ki sonradan Zerdüştlük çok Tanrıcılığa doğru gelişmiştir. Ameša Spentaslar yeni Avesta’da tapınılabilecek duruma (yazatas) gelmişlerdir. Mithra, Anahita vb. gibi.
Zerdüştlükte Düalizm
Gathalar’da monoteizmin yanında çok güçlü bir düalist unsur da bulunmaktadır. Bu düalizm aynı zamanda mitoloji ile de desteklenmiştir. Eski daeva tanrılar, şeytan olmuşlardır. Kötülüğün temel prensibi Angra Mainyu’dur. Bunun karşısında ise Spenta Mainyu yer almaktadır. Sonraki Zerdüşt fikir sisteminde bu durum daha belirgin bir şekil almış ve bunlardan bir kısmı Zurvanizm’de ilk prensip olan sonsuz zaman (Zurvan), Ohrmazd ve Ahriman onun ikiz oğulları
olmuştur. B. B. Henning bu düalizmi, monoteizmi protesto olarak Zerdüşt’ün gerçek bir katkısı şeklinde görmektedir. Ancak Rudolp, Zerdüşt’ün kendi düalizminden daha önceki fikirleri geliştirdiğini, ancak düalizmindeki ahlak anlayışının ona aidiyetinin nispeten açık olduğunu kabul etmektedir. Burada bilhassa Zerdüşt’ün düalizminin ruh ve madde arasındaki düalizm olmadığına, bilakis iki farklı ruh arasındaki düalizm olduğuna dikkat etmek gerekmektedir.
Zerdüştlükte Kıyamet Günü
Nyberg’in Zerdüşt’e verdiği lakaplardan birisi “kıyamet gününü ilk haber veren” idi. Humbach da Zerdüşt’ün en önemli mesajı olarak “kıyamet gününü hazırlama işine (temizleme) herkesin katılabileceğini” kabul eder. “Kıyamet gününde dünya temizlenecek, parlak olacak ve daha sonra cennet hayatı başlayacaktır”. Zerdüşt, bu dünyadaki hayatı ölümden sonraki hayata göre daha çok vurgulamıştır. Kıyamet gününden sonra “ölülerin yeniden dirilişinden” (ristakhez) ise bahsetmemektedir. “Yeniden diriliş” Zerdüştlüğe sonradan girmiş ve önemli bir yere oturmuştur.
Yine Zerdüşt’ün öğretisinde “Cinvat köprüsü” (‘sırat köprüsü’), erimiş metal ile doğruluğu göstermek ve Saoşyant (‘kurtarıcı’, genellikle çoğul halde ‘kurtarıcılar’, bu ‘kurtarıcı’ sonradan ‘Mehdi’ye dönüşecektir) kavramları yer almaktadır.
KÜRTLERDE ZERDÜŞTLÜK
Kürtler’in İslamiyet, Hıristiyanlık ve Musevilikten önceki dini olan Zerdüştlük, M.Ö. 660-583 yılları arasında yaşamış olan Zerdüşt tarafından kurulmuştur. Medler zamanında bölgesel bir din iken Pers İmparatorluğu döneminde resmî din olmuştur ve resmî yetini Sasaniler’in yıkılmasına kadar korumuştur. Zerdüşt, Medler’in Magi aşiretine mensuptur ve Urmiye yakınlarındaki Rey şehrinde doğmuştur.
Zerdüştlük, Kürtler tarafından da benimsenmiştir. Öyle ki; Zerdüştlüğün en kutsal üç büyük ateş tapınağından biri olan Azarguşasp Tapınağı Doğu Kürdistan’daki Kürt şehri olan Bicar’ın kuzey bölgesindeki kutsal Ganzak’ta (Günümüzde Takab) inşa edilmiştir. Kutsal ateş tapınağı, daha sonraları yerli inançların ibadet yeri haline gelen Auzhdiş-takara yani “Avatarlar Tapınağı” na dönüştürülmüştür. Tapınağın kalıntıları hala ayaktadır.
Arab-Müslüman ordusunun 642 yılında Şehrizor ovasında Zerdüşt olan Kürtler ve Sasaniler ile savaşarak Sasaniler’i yıkana kadarki döneme kadar yoğun miktarda Zerdüşt Kürtleri’nin olduğu kayıtlara geçmiştir. Günümüzde ise Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde ilk Zerdüşt Kürtler ibadethanesi açılmıştır ve tahmini Zerdüşt Kürt sayısının 100.000 olduğu ve hızla arttığı iddia edilmiştir.
Popüler kültürde Zerdüştlük
- Voltaire, 18. yüzyıl ortalarında yazdığı bir eserde Zerdüşt bir kahramana yer vermiştir.[12]
- Goethe, Doğu-Batı Divanı‘nın bir bölümünü Zerdüştlüğe ayırmıştır.[12]
- Thomas Moore, Lalla-Rookh‘da Zerdüşlerin yazgısına ağıt yazmıştır.[12]
- Wolfgang Amadeus Mozart’ın Sihirli Flüt‘ünde Zerdüştlükten esinlendiği düşünülmektedir.[12]
- Freddie Mercury, Zerdüşt geleneğe sahip olması ile gurur duymaktaydı.[12]
- Friedrich Nietzsche, felsefi konuları ele aldığı kitabına Böyle Buyurdu Zerdüşt adını vermiştir.[12]
- Richard Strauss, Nietzsche’nin eseri ile aynı adı verdiği bir beste hazırlamıştır.[12]
- Mazda adlı otomobil üreticisinin adı Zerdüştlükte tapınılan Ahura Mazda’dan gelmektedir[12]
- George R. R. Martin’in Buz ve Ateşin Şarkısı serisindeki yarı tanrı Azor Ahai, Zerdüşt temalardan esinlenerek kurgulanmıştır.[12]
- Yıldız Savaşları serisindeki aydınlık ve karanlığın kozmik çatışması temasının Zerdüştlükten esinlendiği düşünülmektedir.[12]
Kaynakça
- ^ Xanna Omerxali, Avesta- Zerdüştilerin Kutsal Metinleri, Avesta Yayınları, Doğu Rüzgarı Dizisi, s. 9
- ^ Paula R. Hartz, World Religions “Zoroastrianism”, s. 10.
- ^ Zerdüştçülük terimi kullanımı hem TDK, hem Dil Derneği, hem de TÜBA’ca desteklenmektedir.
- ^ (İngilizce) In pictures: Zoroastrians in Iran, BBC News
- ^ Kelimenin anlamı; en büyük bilgedir
- ^ Xanna Omerxali, Avesta – Zerdüştilerin Kutsal Metinleri, Avesta Yayınları, Doğu Rüzgarı Dizisi, s.18
- ^ (İngilizce) The Formation of the Zend-Avesta, James Darmesteter, Oxford University Press, 1880
- ^ a b c d http://auhf.ankara.edu.tr/dergiler/auhfd-arsiv/AUHF-1968-25-01-02/AUHF-1968-25-01-02-Can.pdf
- ^ (İngilizce) Zoroastrian worship, BBC
- ^ http://www.dunyadinleri.com/mazdaizm.html
- ^ Orhan Gökdemir, Din ve Devrim s 105
- ^ a b c d e f g h i j Bekhrad, Joobin. “Batıya esin veren esrarengiz doğu dini”. bbc.com. 10 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Nisan 2017.
- Cahit CAN, ZERDÜŞTÇÜLÜK, ZERDÜŞT VE HUKUK (AVESTA).
- Najiba Ziyayi, Zerdüştlüğün Kutsal Kitabı -Avesta- Üzerine Bir Araştırma.
- Jussi ARO, Çev. Esko NASKALİ, Zerdüşt Muamması.
BERNAMEGEH
UYARI: Yazıların izinsiz kopyalanması ve Web Sitelerinde yayınlanması kesinlikle yasaktır. Hakkınızda yasal işlemlerin başlatılabileceğini lütfen unutmayın!