Bilge Günaydın, 1989 senesinde İstanbul’da dünyaya geldi.
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı yarı zamanlı piyano bölümünden sonra müzik eğitimine Bahçeşehir Üniversitesi Caz Akademisi yüksek lisans bölümünde devam etmiştir.
Nilüfer Verdi, Baki Duyarlar ve Güç Başar Gülle ile çalışmıştır.
Uluslararası Akbank Caz Festivali’nde İstanbul Gençlik Caz Orkestrası konserlerinde çalmıştır, aynı orkestranın Nicholas Payton ile olan konserinde de piyanist olarak yer almıştır.
Big band için yazmış olduğu eserler, caz festivali kapsamında bu orkestra tarafından seslendirilmiştir.
Uluslararası gençlik müzik örgütü JMI davetiyle tam burslu olarak, Norveç’te yapılan 2015 Norway Jazz Improvisation Camp’e katılmıştır.
2017 senesinde de İtalya’da yapılan Siena Jazz Workshop’a katılarak Will Vinson, Matt Mitchell, Gerald Clayton ve pek çok değerli müzisyenle çalışma imkanı bulmuştur.
Romanya’da yapılan 2017 Sibiu Jazz Competition Final Konserleri kapsamında trio olarak kendi müziklerini çalmıştır.
Bilge Günaydın’ın ilk albüm projesi olan “Daydreams” te tamamı piyanistin kendi beste ve aranjmanlarından meydana gelen sekiz parça yer almaktadır.
Merkezine quintet müziğini alarak, iki saksofon arasındaki aranjman oyunları ve güçlü melodik yapılarla kurgulanan müziklerden oluşan bu albümde, çok değerli müzisyenler çaldı.
Saksofonlarda Serhan Erkol ve Tamer Temel, piyano ve synthlerde Bilge Günaydın, kontrbasta Kağan Yıldız ve Apostolos Sideris ve davulda Berke Özgümüş albümün çekirdek kadrosunu oluşturdu.
Piyanistin Cemal Süreya’ nın Üvercinka adlı şiirine ithafen bestelediği müziği “Üvercinka” ve özellikle bu albümde çalan müzisyenlere ithaf etmiş olduğu bir diğer bestesi “İstanbulin Cats” adlı müziklerde de, Cenk Erdoğan perdesiz gitarıyla yer aldı.
Albümün bir diğer konuğu da, “Snow” isimli parçada sesiyle yer alan Esra Kayıkçı oldu.
Mixler Hayyam Sütüdyolarından Sinan Sakızlı’ ya, mastering ise Grammy ödüllü ses teknisyeni Dave Darlington’a aittir.
Adının işaret ettiği üzere “Daydreams” adlı bu ilk albümde de Bilge Günaydın, hayatın akışı içerisinde yarattığı ve ayrıştırdığı kendi öznel dünyasını dinleyiciyle buluşturmaktadır.
