”Bazı tarihçilerin belirttiğine göre Zeriya Saka kralı Cyradeus’un kız kardeşi ve Part kralı Marmares’in karısıydı. Siri Derya nehrinin kıyısında bulun Sighnaq şehrinde büyümüş, daha 13 yaşındayken ok atımını ve avcılığı öğrenmişti. Ctesias Medlerin tarihini yazarken Zarinea ile Stryanges’in trajik aşkından da bahsetmiştir. Trajik diyoruz çünkü karşılıklı sevme duygularına sahip olmalarına karşın mevcut koşullardan dolayı birlikte olamamışlardır. Çünkü Kürt generali Strango bu yüzden intihar etmiştir.”
Ali Husein Kerim / Med generali Stryangaus ile Saka kraliçesi Zarina
Bazı okuyucular yazının başlığını okuyunca konuyu “abartı” olarak düşünebilirler. Böylesine yersiz düşüncelerin onların kafasını karıştırmamaları için ilk önce konunun abartılı olmadığını açıklamakta yarar vardır. Aslında iki ayrı Kürt oluşumunun (Med ve Saka/İskit) fertleri arasındaki savaş ve barış ikilemi temelinde ortaya çıkmış tarihi bir aşk öyküsüdür.
Bu öykünün başat iki kahramanı vardır birisi Medlerin generali Stryangaus ile Saka kraliçesi Zarinedir. Zarine ve Stryangaus isimleri Latinleştirildiği için ilk bakışta Kürtçe olduklarını algılamayalanlar olabilir. Ama gerçekten bu isimler Kürtçedir, çünkü Strango ‘şarkıcı, şarkı söyleyen’ ile Zeryan/Zerî/Zerê ‘sarışın’ Zerile ‘kanarya’ anlamına gelmektedir.
Bilindiği gibi Kürt sözlü aşk literatüründe bir de “zerî” söylemi vardır. Bu Kürtçe aşk şarkılarında sıkça dile getirilir. Hatta bazen en güzel kızlar için “peri kızı, hurî” benzetmesi yapıldığında bile “zerî” söylemi kullanılır.
General Strango muhtemelen Medlerin Ari Zanti aşiretine mensuptur. Çünkü olay Medya ülkesinin Kuzey-Doğu bölgesinde geçiyor ki burada Ari Zanti aşireti mukim idi. Ari Zanti şimdi bile bizlere yabancı gelmemektedir. Çünkü Kürtlerin meşhur Zend aşiret konfederasyonunun antik ismidir ve onlardan arda kalanlar günümüzde Hemedan’ın güney ve kuzeybatı kesimlerinde mukim olup Laki şivesiyle konuşurlar ve Yâresânidirler. Saka (İskitler) adına da yabancı değiliz.
Çünkü Kürdistan’da bu isimle hem aşiret ve hem de şehir vardır. Celali aşireti Kürdistan’ın büyük ve geniş bir alana yayılmıştır ve esasen 8 ayrı temel yapılanması vardır ve bunlardan
1. Sakî Sakalar/İskitler (M.Ö. 750)
2. Keskoyî Kaškalar/Kaskalar (M.Ö. 1660)
3. Sorî Sorgelî/Şûregel /Şîrak (M.Ö. 700)
4. Kotî Gutî (M.Ö. 2500)
5. Geloyî Geloni/Geloyî (M.Ö. 500)
Şu işe bakın sanki antik dönemde irili ufaklı birçok devlet kuran hanedanlar veya bölgeler Celali Kürt aşireti tarafından oluşmuş. İşte günümüzdeki Saki aşireti
meşhur Sakaları/İskitleri (M.Ö. 700), Keskoyî aşireti Hittitleri bir hayli uğraştıran Kaskaları, Koti aşireti Gutileri, Sori ve Geli aşiretlerinin anayurdu sırlar dolusu Süregeliyi/Sorgeliyi ve nihayet Geloyi aşireti de Gelonileri temsil etmektedir. Tabi Sakaların günümüzdeki bir kolu da Şikak aşiretidir. Hatta bazı araştırmacılar imparatorluk kuran Aşkaniyan hanedanlığından arta kalanlar olarak Şikakları göstermektedir.
İşte yukardaki bilgiler doğrultusunda Zarine (Zeryan) ile Strangaus (Strango) arasındaki mücadeleyi “Kürt genetai Strango ile Zeriyan’ın Aşk ve İhtirası” olarak adlandırdık.
Zarine (Zeriyan) Sakaların kraliçesidir ve onun zamanında Sakalar Asya kıtasının büyük bir kesimini ele geçirmişlerdi. Zarina güzel ve dürüst bir liderdi. Hem yürüttüğü politikaları, hem de askeri bir deha olması yüzünden Sakalar tarafından çok sevilirdi. Hatta daha sonraları ona bir de ilahi azize sıfatı vermişlerdir.
Babasının ölümünden sonra, erkek kardeşi olmayan güzel ve akıllı Zarina geçmiştir. Zarina, çağın en güçlü devletlerinden birisi olan Medlerin ordusuyla savaşmak zorunda kalmıştır. Medler’in komutanı ise generaş Stryangaus idi. Bu general birçok savaşta üstün başarılar gösterdiği için bizzat Med kralı ona kendi kızını vererek ödüllendirmişti. Böylece, iki Med ve Saka orduları iki üstün kişilik ve özelliklere sahip olan iki Kraliçe Zariane ile general Stryangaus karşı karşıya gelmişti.
Savaşın başlarında Zarina’nın komuta ettiği güçler sayısal olarak Medlerinkinden daha az idi. Zariane destek güçleri gelene kadar çarpışmadan kaçındı ise de general Stryangaus üstün ve zorlayıcı gücünü kullanarak onları beklenmedik yer ve zamanlarda çatışmaya zorladı. Böylesine dezavantajlı bir günde, bütün gün savaşan Sakaların ordusu yenilir ve bizzat general Strango Zeriya ile teke tek vuruşmuş ve onu atından düğütmüştür.
Zeriya atından düştüğünde başındaki miğferide düşmüş, açılan saçları beline kadar uzanan saçları rüzgarda sallanmaya başlamıştır. Bu olay karşısında hayret eden Strango hemen atından inmiş ve güzel esirinin ayağa kalkmasına yardım etmiştir.
Antik çağda, ele geçirilen topraklarda şiddet ve yağma uygulanırdı, ama Strango buna engel olmuş ve bizzat kendisi Zeriya’ya eşlik ederek başkente kadar
Günümüzdek Kürt kadınının konumuyla çakışan bir meziyettir.
götürüp onun tekrar tahtına oturmasını sağlamıştır. Tarihçiler, Strango’nun evli olmasına karşın, Zeriya’ya aşık olmasıbiçiminde yorumlamışlardır. bunun ona aşık olmasından dolayı yaptığını anlatmışlardır. Buna rağmen Zeriya’nın, işgalcilere müsamaha göstermemiş ve savaşı devam ettirmiştir.
Kraliçe Zeriya, Sitrango’ya “Acaba kendime hakim olabilirmiyim?” diye sorar. Sonra konuşmasına devam ederek “Kendime hakim olabilirim, aynı yastığa baş koyduğunun Med kralının kızını ne çabuk unuttunuz. Bu kısa süreli zaferiniz sizi şımartmasın, çünkü efendiniz kral kaçınılmaz olarak size bunu ödetir ve sizleri hem şimdiki ve hem de gelecekteki nesillere hain ilan edecektir. Ah efendim, en iyisi bundan sonra görüşmeyelim. Size katşı şerefimi, hayatımı ve kralığımı borçluyum.
Ancak bunun size getireceği felaketleri düşündükçe titriyorum. Artık buluşmamalıyız. Sen benim onurumu ve saygınlığımı kurtardın. Ben de senin saygınlığının ve onurunun tehlikeye girmesini istemem. Bu yüzden şimdi ayrılmamız gerekir.” diye söyler. Strango da onunla hemfikir olur ve kendisine başarılar dileyerek ayrılır. Sarayına gittiğinde halen aklında Zeriya vardı. Ama bir yandan da pişmanlık duymaktaydı.
Bazı tarihçilerin belirttiğine göre Zeriya Saka kralı Cyradeus’un kız kardeşi ve Part kralı Marmares’in karısıydı. Siri Derya nehrinin kıyısında bulun Sighnaq şehrinde büyümüş, daha 13 yaşındayken ok atımını ve avcılığı öğrenmişti. Ctesias Medlerin tarihini yazarken Zarinea ile Stryanges’in trajik aşkından da bahsetmiştir. Trajik diyoruz çünkü karşılıklı sevme duygularına sahip olmalarına karşın mevcut koşullardan dolayı birlikte olamamışlardır. Çünkü Kürt generali Strango bu yüzden intihar etmiştir.
Nikolas Damaskus, 144 kitaptan oluşan Universal History adlı yapıtında Strango ile Zeriya arasında geçen savaştan ve duygusal iletişimden bahsetmiştir. Medyalının Romantiği adlı bölümü Kteasis’ten aktarmıştır.
Stryangaeus Zarine’ye:
“Ben sizin hayatınızı kurtardım, ama ben şimdi senin yüzünden intihar ederek jhayatıma son veriyorum. Eğer aşk normal koşullarda olursa insanda oldukça hoş duygular yaratır ve bu faydalı bir aşk olur. Ama benim durumumda olanlara ancak Bigwood 1986, Papyrus Oxyrhynchus 2330 (parka 8b). Bu papirustan 29 satır aktarmaktadır.
fenalık getirir ve insanı mahveder. Bunun semeresi benim ölümüm olacak. Seni asla lanetlemiyorum, lütfen eğer haklıysam benim için dua et.” (Cteasis parça 8b)
Nikolas Damaskus’un versiyonunda sevgiden bahsetmiyor, güya Strango onu lanetlrmiş:
“Ben seni kurtardım ve senin hoşuna giden şeylere sahip olmanı ben sağladım. Ama sen ise beni öldürdün ve sahip olduğum her şeyi senin yüzünden kaybettim. Eğer haklıysan mutlu olmanı isterim, eğer haksız isen çektiğim acının aynısını sen de çekesin” (Parça 8*)
Diodorus’un bu hususla ilgili aktarımları daha belirgindir ve adeta ikisi arasındaki Romantizmi daha düzgün olarak açıklamıştır:
“O zamanlarda Zarinea adlı cesur ve savaşçı bir kadın Sakase hükmetti. Yaptığı önemli şeylerden dolayı o, Sakalı kadınlar arasında en üstünü haline geldi. Aslında bu kabilenin bütün kadınları savaş zamanında erkekleriyle birlikte en tehlikeli çatışmalara katılırdı.
Ama Zarinea olağanüstü güzeldi ve her şeyin planlamasını ince ayrıntısına kadar hazırlardı. Bu yüzden her kes ona hayranlık duyardı. Bu erdemlerinin hatırasına bit ülkede onun için en büyük anıt-mezar inşaa ettiler. Böylece bir kahramana layık şekilde onurlandırıldı. Bu onun atalarına verilenlerden daha üstün idi.” (Parça 5 & 34. 3-5)
Yukardaki alıntıdan da anlaşıldığı gibi Diodorus tarihsel anlatıya uyumlu bir biçimde Zarinea gibi romantik-trajik bir kişiliği ulusal üne sahip bir kadın olarak tanıtır. Ama Strangeus’tan bahsetmez. Tabiki Diodorus Ctesias’ı tümüyle koyalamamış ve kendi mantığı çerçevesinde de hareket etmiştir.
Sonuç olarak, Zeriya ile Strango birbirlerini karşılıklı olarak seviyor. Ancak koşullar onların evlenmesine engeldir. Çünkü her ikisi için ülke sevgisi ve aile prestijisi ön plandadır. Zeriya ve Strango Medler ile barışı destekliyor, hatta iki kesimin birleşmesini istiyorlar. Ama ne var ki, buna Part kralı Marmaros/k ile Saka krallık çevresi engel olmaktadır.
Çünkü o dönemde Part ile Saka bileşimi hemen hemen gerçekleşmiş durumdaydı. Partlar, İrani halkların egemenliğini Medlerden onlara geçmesini istemekteydiler. İş te bu yüzden kral Marmarok Med Saka bileşimini bağımsızlık adı altında engellemiştir. Böyle durum ikisinin bir araya gelmesi zordur. Umutsuzluk ve çaresizlik içerisinde kıvranan Strango5 hayatına son vermek zorunda kalmıştır. Zeriya ise gelecekteki başarıları yüzünden adeta yarı-tanrıça olarak yüceltilmiştir. Öldüğünde onun için Roxanece /Roxaneçe’de anısına büyük bir anıt dikilmiştir. Kimi araştırmacılar bu anıtın Doğu Kürdistan’daki Sakız şehrinde olabileceğini ileri sürmektedirler.
Kürt generali Strango ile Zeriya arasındaki aşk trajedisi xvııı. yüzyıl Avrupasında beğenilen bir tarjedi olarak hem tiyatro oyunu ve hem de opera olarak oynanmıştır. Ama ne yazık ki Kürtler, bunu 2019 yılının başlarında bu makale sayesinde duyacaktır.
Bibliografi:
Ali Husein Kerim, Balkan Yarımadasında Kürtler, İskitler bölümü
Lucae Holstenii Notae et castigationes in Stephanum Byzantium De urbibus, Sumptibus Societattis MDCC XCI.
Nicolai Damafceni in Excerptis apud Conftantinum Porphyrogennetam sayfa 437. Quae Sacarum regia dicitur Igigitur baud procul ab urbe Toxanace effet, in eua Sacarum tegia eratü Sarinea obviam progreffa, cum maxima hilaritate except atque in confpelctu omnium exofculate, in currum illius tranfcendit. Robert R. Heitner, German Tragedy in the Age of Enlightenment, a Study in the Devlopment of Original Tragedies, 1724-1768, University of California Press, Berkeley and Los Angeles 1963 A New Volume of the Lounger’s Common-place Book: Containing One Hundred Articles, London, 1807. Chester Noyes Greenough, Anecdotiana, Or, A Library of Anecdote: Facts and Opinions …, 1-2. Ciltler, Harward College Library, 1898. Jan P. Stronk, Ctesias’ Persian History: Part I, Introduction, text, and translation, 2010, Wellern Verlag, Düsseldorf Diodorus 2.34.3; Nicolaus Damascenus, frag. 5; the work by an Anonymus entitled “Courageous women knowing about the art of warfare,” par. 2 [see Gera, pp. 84–100]; and a short papyrus fragment [P. Oxy. 2330]) clearly go back to Ctesias (frags. 5, 7, 8a, and 8c), who in this case seems to have recounted a genuinely Iranian tale that he had heard at the Persian court (cf. Gardiner-Garden, p. 14).J. R. Gardiner-Garden, Ktesias on Early Central Asian History and Ethnography, Bloomington, Ind., 1987, pp. 12–17.6
D. Gera, Warrior Women: The Anonymous Tractatus de Mulieribus, Leiden, 1997, pp. 84–100. R. Schmitt, Iranische Anthroponyme in den erhaltenen Resten von Ktesias’ Werk, Iranica Graeca Vetustiora 3, Vienna, 2006, pp. 239–42. Iranische Personennamen in der griechischen Literatur vor Alexander d. Gr., Iranisches Personennamenbuch V/5A, Vienna, 2011, pp. 192-93, no. 153.
Adrienne Mayor, The Amazons: Lives and Legends of Warrior Women across the Ancient World, 1946, University Press, New Jersey
Lloyd Llewellyn – Jones and James Robson, Ctesias, History of Persia Tales of the Orient, Routledge, Taylor&Francis Group, London and New York, 2010.
BERNAMEGEH
UYARI: Yazıların izinsiz kopyalanması ve Web Sitelerinde yayınlanması kesinlikle yasaktır. Hakkınızda yasal işlemlerin başlatılabileceğini lütfen unutmayın!