Odesa Destanı

ODYSSEİA DESTANI VE ÖZELLİKLERİ – (Odesa Destanı)

Homeros tarafından MÖ 7. ya da 8. yüzyılda kaleme alındığı düşünülen Antik Yunan edebiyatının temel eserlerinden biridir. Odysseia, Homeros’un meşhur destanlarından biridir. Diğeri de İlyada’dır.

Homeros, Antik Çağ’da yaşamış İyonyalı bir ozandır. Batı edebiyatının ilk büyük eserleri kabul edilen İlyada ve Odysseia destanlarının yazarı veya derleyicisi olduğu kabul edilmektedir. Nerede ve ne zaman doğduğunu kimse kesin olarak bilmese de, bazı tarihçiler onun M.Ö. 750 yılı civarında doğmuş olabileceğine inanıyor. Smyrna (İzmir) bölgesinde yaşamış olduğu sanılmaktadır.Yazdığı destanlar Klasik Çağ Yunan Edebiyatı’nı ve Mitoloji’sini derinden etkilemiş ve bunların aracılığıyla da bütün Batı edebiyatına etki etmiştir.

Odysseia Destanının Özellikleri

Odysseia destanı Modern Batı kültürünü şekillendiren metinlerden biridir ve İlyada destanından sonrasında günümüze ulaşan ikinci en eski Batı edebiyatı örneğidir. Bilim adamları MÖ 8. yüzyılın sonlarında, Anadolu’nun bir kıyı kenti olan İyonya’da oluşturulduğunu tahmin etmektedir.

Destan Yunan kahramanı Odysseus’u ve onun Truva’nın düşmesinden sonras evine yapmış olduğu dönüş yolculuğunu mevzu edinmiştir. On yıl devam eden Truva Savaşı’ndan sonrasında Odysseus’un evinin bulunduğu İthake’ye dönmesi bir on yıl daha alır. Öldüğü varsayılan Odysseus’un yokluğunda, karısı Penelope ve oğlu Telemakhos, Penelope ile evlenmek isteyen bir grup azılı taliple baş etmek zorundadır.

Odysseia, Homer Yunancası diliyle okunmaya ve çağdaş dillere çeviri edilmeye devam etmektedir. Birçok bilim adamı destanın sözlü gelenekle, okunmaktan ziyade dinlemek amacıyla oluştuğunu düşünmektedir. Sözlü anlatımdaki detaylar ve destanın makale diline dönüştürülmesi bilim insanları tarafınca sürdürülen esin verici tartışmalardandır. Odysseia; Aiol, İyon ve öteki Antik Yunan lehçelerinin bir karışımı olan Homeros lehçesinde (destan lehçesinde) bir antik Yunan vezni olan dactylic hexameter ile yazılmıştır ve 12110 mısra içermektedir.

Telegony, Odysseia’nın devamı niteliğindeki yitik bir metindir. Genellikle yazarı olarak Spartalı Cinaethon’a atfedilir. Bir kaynakta Telegony’nin Kirene’li Eugammon tarafınca Müzler’den çaldığı söylenmektedir.

Odysseia Destanının Konusu

Odysseia, on yıl devam eden Truva Savaşından (İlyada destanının konusu) on sene sonra başlar ve Odysseus henüz savaştan evine dönmemiştir. Odysseus’un oğlu Telemakhos yirmi yaşındadır ve yitik babasının evinde, İthake adasında, annesi Penelope ve tüm bu süre içersinde konukseverliğinden yararlanarak onların varlıklarını tüketen ve eziyete dönüştüren, amaçlarının Penelope’i içlerinden biriyle evlendirmeye ikna etmek olan “Talipler” ismi verilen 108 kişilik taşkın bir grupla birlikte yaşamaktadır.

Odysseus’un koruyucu tanrıçası Athene, düşmanı deniz tanrısı Poseidon’un Olympos dağındaki yokluğunu fırsat bilerek Odysseus’un kaderini kral tanrı Zeus’la görüşür. Sonra Mentor isminde Taphos’lu bir kabile reisi kılığında Telemakhos’la görüşerek, onu babasından haber alması için teşvik eder. Telemakhos ve Athena şair Phemius’un gösterisi esnasında taliplerin yiyeceklerini gürültü ederek yediklerini gözlemler. Penelope şair Phemius’un seçtiği Truva’dan dönüşle alakalı mevzuya karşı çıkar, bu şiir ona kocasını hatırlatmaktadır; ama Telemakhos annesinin itirazlarını çürütür.

Telemakhos, İthake sakinlerini toplantıya davet ederek taliplere karşı birlik olma çağrısı yapar ama istedi desteği bulamaz. O gece Athene, Mentor’un kılığında, Telemakhos’un seyahati için ona bir gemi ve kürekçiler bulur.

Ertesi sabah, Telemakhos ve Mentor kılığındaki Athene, gemileri ve tayfalarıyla beraber Pylos’a doğru yola çıkarlar. Pylos’ta Truva savaşından dönen kahraman savaşçı Nestor yaşamaktadır ve Athene Telemakhos’a ondan babası hakkındaki malumat alabileceğini söyler. Fakat Nestor da Telemakhos’a Odysseus’un kendileriyle gelmediğini, Truva’daki düşünce ayrılıkları nedeniyle geri döndüğünü, sadece Lakedaimon’daki Menelaus’un Truva’dan son olarak dönenler içinde bulunduğunu, Odysseus’un kaderini onun bilebileceğini söyler. Telemakhos’a at arabası verip onu oğlu Peisistratos’la beraber oraya yollar.

Telemakhos, Lakedaimon’da Menelaus ve Helena’nın sarayına misafir olur. Menelaus’tan onun Truva’dan dönüş hikâyesini dinler. Menelaus Mısır üzerinden dönerken oldukca sorun çektiğini, Pharos adasında ilahi Proteus’u esir edip sadece o biçimde dönüş yolunu öğrenebildiğini anlatır. Bu sırada Menelaus, Proteus’tan çok değer verdiği arkadaşı Odysseus’un akıbetini de öğrenmiştir, Odysseus ilahi Kalypso’nun tutsağı olarak bir adada yaşamaktadır. Telemakhos bu detayları öğrendikten sonra Truva harbinde Argosluların lideri, Miken kralı Agamemnon’un dönüş yolunda karısı Clytemnestra ve sevgilisi Aegisthus tarafınca öldürüldüğünü duyar.

Destanın ikinci bölümü Odysseus’un öyküsünü anlatmasıdır. Odysseus, yedi senedir Ogygia adasında Kalypso’nun tutsağı olarak yaşıyordur ve Kalypso’nun derin aşkına karşın onun bütün tekliflerini geri çevirmiştir. Athene’nin yakarışını duyan baba Zeus, Kalypso’yu Odysseus’u bırakmasına ikna etmesi için haberci Hermes’i gönderir. Odysseus, Kalypso’nun gösterdiği ağaçlardan kendine bir sal yapar.

Poseidon Odysseus’un adadan kaçtığını öğrenir öğrenmez, yollamış olduğu rüzgarlarla onun salını paramparça eder ama İno adlı bir deniz perisi onu göğsüne bağlaması için bir yaşmak vermiştir, bu sayede Odysseus yüzerek Phaiaklar’ın iline çıkmayı başarır. Çıplak ve bitkindir, son kuvvetiyle kendini korunaklı bir yere atar ve bir yığın yaprak içinde uykuya dalar.

Ertesi sabah Odysseus kızların sesine uyanır ve orada Phaiaklar’ın kralı Alkinoos’un kızı Nausicaa’yı görür. Nausikaa, gece rüyasında Athene’nin dediği üzere çamaşır yıkamak için deniz kenarına inmiştir. Odysseus kızdan yardım ister. Nausikaa da onu yardım edebileceğini düşündüğü babası Alkinoos’un sarayına gönderir. Odysseus, ismi sanı bilinmeden orada oldukca hoş karşılanır, şölenlerine katılır. Birkaç günböyle geçer, gençlerin spor oyunlarına katılır ve kör şair Demedokos’un anlattığı destanları dinler.

Biri Truva savaşında pek bilinmeyen bir olay olan “Achilles ve Odysseus’un Dövüşü”, öteki ise Aren ve Afrodit’in aralarında yaşamış olduğu aşk ile ilgilidir. Sonunda, Odysseus Demedokos’tan Truva harbinde dönenleri ve kendisinin de başrollerini paylaşmış olduğu ünlü Truva atı vakasını anlatmasını ister. Destanın sonunda Odysseus duygularına hakim olamaz ve gerçek kimliği ortaya çıkar. Sonra Truva’dan dönüş hikâyesini bütün duygularıyla anlatmaya başlar.

odesa

Odysseia Destanı

Truva dönüşünde Kikon’ların oturmuş olduğu İsmaros adasını korsanca yağmaladıktan sonra, o ve on iki gemisi fırtınaya yakalanıp rotadan çıkarlar. Uyuşuk Lotosyiyenler’i ziyaret ederler ve orada iki adamı onlardan almış olduğu meyveyi yiyerek sıla özlemini unutur, sonrasında Kyklopslar’ın adasından kendilerini mağaraya kapatan Polyphemus’u bir kazıkla kör edip zor bela kaçarlar.

Oradan da rüzgârların efendisi Aeolus’u ziyaret ederler, Aeolus onların arkasına evlerine dönebilmeleri için tüm rüzgârları yollar, yalnızca Batı rüzgârını dönüşlerini garantilemek için bir çanta içinde vermiştir, zor durumda açacaktır onu Odysseus. Fakat açgözlü tayfalar, İthake’ye nerede ise vardıkları sırada içinde mücevher bulunduğunu düşünüp çantayı açarlar ve gemi gerisin geri Aeolus’un adasına döner.

Aieoluss’tan beyhude yeniden yardım için yalvarmalarından sonra gemiye binerler ve yamyam Laistrygonlarla karşılaşırlar. Odysseus’un gemisi Laistrygonların saldırısıyla yok olur. Tekrar denize açılırlar ve cadı tanrıça Kirke’yi ziyaret ederler. Kirke Odysseus’un adamlarının yarısını tatlı sözlerle kandırırarak onları domuza çevirir. Hermes Odysseus’a Kirke’nin sihirlerinden korunması için bir ilaç vermiştir ve onun dayanıklılığına şaşıran Kirke, Odysseus’un aşkına karşılık adamlarını yeniden insana çevirmeyi kabul eder.

Kirke onun ve adamlarının birçok bela atlattığını öğrenir ve eve dönüş öncesi dinlenmeleri için onları bir yıl süresince adasında şölenlerle misafir eder. Sonunda, Odysseus ve tayfası Kirke’nin talimatlarını dinleyerek Ölüler Ülkesi Hades’in evine, dünyanın batıdaki ucu okyanus kenarına, Thebaili Teiresias’ın tavsiyelerini dinlemek için yelken açarlar. Odysseus Ölüler Ülkesi’nde evvela tayfası Elphenor’u görür. Elphenor Kirke’nin konuğu iken sarhoş olduğu bir sırada çatıdan düşüp ölmüştür ama Odysseus ve öteki adamları Elphenor’un yokluğunu fark etmemişlerdir. Elphenor’un ruhu Odysseus’a ölü bedeninin gömülmesini salık verir, o da yapacağına söz verir.

Sonra Odysseus kahin Teireias’un ruhunu eve dönüş tavsiyesini almak için çağırır. Odysseus kendi annesinin ruhuyla karşılaşır, anası onun geri dönüşünü beklerken hüzünden ölmüştür. Odysseus ilk kez annesi sayesinde ev halkına dadanan aç gözlü Talipler’den haberdar olur. Son olarak, Odysseus kahraman kadın ve erkeklerle karşılaşır. Agememnon’dan onu kimin öldürdüğünü öğrenir ve Akhilleus ona ölüler diyarında acı ve kederi anlatır.

Kirke’nin adasına döndüklerinde, yolculuğu hakkında bilgi verir. Yaklaşan gemileri batırmak için onlara büyüleyici şarkılar söyleyip kayalıklara yönlendiren Siren’lerin adasının kıyısından geçerler. Şarkıları duymak ve kendini kaybetmemek için , tüm tayfanın kulakları mum kaplanarak sağır edilmiştir. Gemileri altı kafalı canavar, Skylla ile Kharybadis anaforu arasından geçer, burada Odysseus altı adamını Skylla’ya kaptırmıştır; en sonunda Güneş’in adasına varırlar.

Kirke ve Theisires’in kehanetlerine ve Odysseus’un tembihlemesine karşın, kalan tayfası, Odysseus dua etmek için ormana açıldığı ve orada uyuyakaldığı bir sırada açlıktan ölmek yerine denizde boğulmayı seçerek Güneş’in koyunlarını avlayıp yerler. Bu duruma öfkelenen Güneş Tanrısı, Zeus’a onları cezalandırması için ısrar eder, Zeus da yıldırımlar yollayarak gemilerini denizde paramparça eder.

Odysseus Kharybadis’in hemen üzerinde bir incir ağacına tutunur, öteki adamlarının tümü boğulmuştur. Odysseus ağaçta Kharybadis’in yok olmuş gemisinin parçalarını kusmasını bekler ve o biçimde, ellerini kürek şeklinde kullanarak dokuz gün süresince denizde çalkalanıp durur, onuncu gün Tanrılar onu Ogygie adasına atmıştır. Orada yedi yıl süresince Kalypso’nun sevgilisi olmaya zorlanacaktır, ta ki Athene’nin yakarışlarını duyan Zeus, haberci Hermes’i gönderip, Kalypso’nun onu salıvermesini isteyene kadar.

İthake’ye dönüş

Çok iyi denizci olan Phaiaklar, Odysseus’un öyküsünü ve yaşadıklarını dinleyince onu evine yolcu etmeye karar verir. Gece yarısı Odysseus uyurken onu İthake’de gizli bir limana bırakırlar. Odysseus başta yabancı bir adaya ulaştığını düşünse de Athene onu kendi topraklarında olduğuna ikna eder, o da bir zamanlar hizmetlisi olan domuz çobanı Eumaios’un kulübesine yollanır.

Athene Odysseus’u gariban bir dilenciye çevirmiştir, böylece Odysseus tanınmadan evinde ne olup bittiğini öğrenebilecektir. Orada ağırlandıktan ve yemek yedikten sonra Odysseus kimliği üzerine kurmaca bir hikâye anlatır. Krete’de doğmuştur, Truva harbinde bir grup Kreten’le beraber savaşmıştır ve dönüşte yedi yılını Mısır topraklarında geçirmiştir, en sonunda da Thesprotia’da gemisi batmış ve İthake’ye oradan gelmiştir.

Bu sırada Taliplerin pususundan kurtulan Telemakhos, Sparta’dan eve doğru yelken açar. İthake sahilinden karaya çıkar ve domuz çobanı Eumaios’un evinin yolunu tutar. Odysseus ve Telemakhos, baba ve oğul, burada karşılaşırlar, Odysseus kimliğini yalnızca oğluna açıklar ve beraber taliplerin öldürülmesi mevzusunda anlaşırlar. Önce Telemakhos eve gider, sonrasında domuz çobanı Eumaios’la beraber Odysseus da gelir ama hâlâ dilenci olarak tanınmaktadır.

Konağa girdiklerinde köpeği Argos, onu tanır fakat yorgunluktan yanına gelemez. Kendi evinde talipler, bilhassa da ona oldukça kaba davranan elebaşları Antinoos tarafınca fazlaca aşağılanır. Daha sonrasında karısı Penelope ile buluşur, laflarını tartmak maksadıyla bir keresinde Odysseus’u (kendisini) Krete’deyken misafir ettiğini söyler. Etraflıca soruşturulduktan sonra Thesprotia’da onun son durumu hakkındaki bir şeyler bildiğini ekler.

Bir zamanlar dadısı olan ihtiyar Eurykleia, ünlü ayak yıkama sahnesinde Odysseus’u eskiden beri sahip olduğu bir yara izinden tanır. Odysseus Eurykleia’ı hiç kimseye söylemeyeceğine dair yemin ettirir.

Taliplerin öldürülmesi

Athene’nin aklına sokmasıyla Penelope ertesi sabah taliplere bir müsabaka önerir. Her kim Odysseus’un yayını gerer de oku dokuz baltanın arasından geçirirse, Penelope ile evlenmeye hak kazanacaktır. Odysseus sonradan kendisi de yarışmaya katılır ve taliplerin bir sürü başarısız denemesinden sonra yayı gerer ve oku en kuvvetli taliplerden Antinoos’a fırlatır. Ardından oğlu Telemakhos, çobanlar Eumaios, Philoteus ve Athene’nin sayesinde tüm talipleri öldürür. Evlerindeki elli hizmetçi hanımdan da on ikisini Penelope’ye ihanet ettikleri ve taliplerle yattıkları için asar, dövüş esnasında taliplere yardım etmiş olduğu sebebiyle odaya kapattıkları keçiçobanı Melenthius’u da öldürürler. Ve en son Odysseus kimliğini Penelope’ye açıklar.

Destanın buraya kadar olan kısmı çağdaş ve antik akademisyenler tarafınca özgün metin olarak değerlendirilmekte ve devamının ise sonradan yapılan eklemeler olduğu konusunda görüşler vardır.

Ertesi gün o ve Telemakhos, Laertes’in bağ evine giderler. Laertes onun oğlu olduğuna çocukluğunda kendisine verdiği ağaçları sayınca inanır. Bu sırada bir kısım İthakeli onları takip eder, taliplerin intikamını alacaklardır. Liderleri Odysseus’un İthake’nin iki jenerasyonunu öldürdüğüne dikkat çeker. Athene gökten iner, iki tarafı uzlaştırır ve İthake’ye yeniden sulh gelmiştir.

Kaynaklar:

  1.  Odysseia, Homeros. Can Yayınları, 26. Baskı. Çev: Azra Erhat, A. Kadir. 9. Kitap.
  2.  “The Lusiads”. World Digital Library. 1800–1882. 
  3. Baikouzis, Constantino; Magnasco, Marcelo O. (June 24, 2008), “Is an eclipse described in the Odyssey?”, Proceedings of the National Academy of Sciences (Proceedings of the National Academy of Sciences) 105 (26): 8823, doi:10.1073/pnas.0803317105,PMC 2440358, PMID 18577587, retrieved 2008-06-27.
  4.  West, Martin. The East Face of Helicon: West Asiatic Elements in Greek Poetry and Myth. (Oxford 1997)

Bernamegeh Türkçe / bernamegeh@gmail.com

AYRICA BAKIN

Yağız Kaya Kimdir Hayatı

Müzisyen Yağız Kaya, 1976 senesinde Sivas ilinin Divriği ilçesinde dünyaya geldi. Yağız Kaya, müzik piyasasında …

error: LÜTFEN KOPYALAMAYIN OKUYUN!