Şerzan Kurt, Batman’da 11 Aralık 1989 tarihinde dünyaya geldi.
Öğretmen Ömer Kurt ve memur Nejla Kurt’un oğluydu.
Daha demokrat bir yer olduğunu düşündüğü için Muğla’da okumayı tercih etmişti.
Kazandığı İktisat Fakültesi’nde 2. sınıf öğrencisiydi.
Muğla Üniversitesinde 11 Mayıs 2010 yılında Kürt öğrencilere yapılan ırkçı saldırı sonrası çıkan olaylar sırasında polis G.Ş’nin silahından çıkan mermiyle yaralanan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü 2’nci Sınıf Öğrencisi 21 yaşındaki Şerzan Kurt, bir hafta yoğun bakımda kaldıktan sonra yaşamını yitirmişti.
Polis Gültekin Ş.’nin sıktığı kurşun göğsüne saplanmıştı.
Şerzan Kurt ancak 12 gün yaşayabilmişti.
Hayatını kaybeden 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Şerzan Kurt, Batman’da toprağa verilmişti.
Kurt önce Diyarbakır’a, daha sonra Batman’a getirilmişti.
Bozoğulları mezarlığında toprağa verilen Kurt’un geceyarısına kadar süren cenazesine binlerce kişi katılmıştı.
Batman Express’in haberine göre, anne Necla Kurt, oğlunun Kürt olduğunu anımsatarak isminden dolayı öldürüldüğünü söylemişti; “Çocuklarınızın adını Şerzat koyun. Binlerce Şerzat olsun başka bir şey istemiyorum” demişti.
Amca Beşir Kurt, faili meçhul cinayetleri ve kayıpları anımsatarak “Şerzan’ın acısı büyüktür, ancak binlerce insan vardır anne babaları mezarları nerededir bilmiyor” demişti.
Baba Ömer Kurt da “Şerzat doğayı severdi, insanları severdi, herkesle oturup kalkardı. Demek ki karanlık güçler onun bu mücadeleci ruhunu, insanı ilişkilerini gördü ki, bırakmadı 5 metre koşsun; nefesini kestiler. İnşallah ülkemde Şerzan’lar çoğalacak o kirli kulaklar Şerzan’la dolacak. Hepiniz Şerzan’sınız, Şerzan bu halkın çocuğudur. Bu kirli kavga son bulsun. Devlet bir an önce bu çığlıklara kulak versin. İnsanlar arsındaki barışı sağlasın. Kürt halkıyla oturup konuşsun, herkesin kendini ifade edeceği bir anayasa yapsın” diye konuşmuştu.
Şerzan Kurt Davasında Ne Oldu?
Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesinde 2,5 yıl tutuklu yargılanan polis Şahin, 7 Eylül 2012’de görülen duruşmada müebbet hapse mahkum edildi.
Kendisini “Polis olarak görevimi yaptım. Üstlerimden gelen talimat ile havaya ateş ettim” diyerek savunan Şahin’e indirim uygulanarak cezası 8 yıla düşürüldü ve tahliye edildi.
Yargıtay “fiilin kasten işlendiği” ve “polis Şahin’in görevden atılması gerektiği” kararıyla yerel mahkemenin kararını bozdu.
Yeniden yapılan yargılamada 20 Şubat 2015 günü ‘kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis verilen Şahin’in cezası tahrik indirimiyle ceza 16 yıla indirdi.
Şahin tutuklanıp, cezaevine konulsa da avukatının itirazı ile karar tekrar bozuldu.
Yargıtay, sanığın “karşı gruptan taş atıldığı” gerekçesiyle haksız tahrik indiriminden ve mahkemeye saygısından ötürü takdiri indirimden faydalanması gerektiği görüşündeydi.
İki kez bozulan dava dosyası 11 Eylül 2019 günü görülen duruşmada Kurt’un avukatları, mahkemenin sanık hakkındaki ikinci kararı olan “kasten öldürme suçu”ndan verilen cezada ısrar edilmesini talep etti.
İddia makamı ise, sanık polisin Yargıtay’ın son bozma kararında yer alan “ağırlaştırılmış yaralama” suçundan cezalandırılmasını istedi.
Kararını açıklayan mahkeme heyeti, Kurt’u öldüren polis Gültekin Şahin hakkında “ağırlaştırılmış yaralama” suçundan 12 yıl hapis cezasına hükmetti.
Cezası “haksız tahrik” indirimiyle önce 9 yıla, sonrasında “iyi hal” indirimiyle 7 yıl 6 aya indirilen Şahin, tahliye edilmişti.
Kaynaklar:
-Olursa Olsun Cinayeti / sözcü.com.tr.
-Şerzan’ı Vuran Polis Tabanca ile Hedef Alarak Ateş Ederken Meğerse Yaralamak İstemiş! / failibelli.org.
-Yargıtay Şerzan Kurt davasında cezasızlığı onadı. / evrensel.net.
Bernamegeh Türkçe
UYARI: Yazıların izinsiz kopyalanması ve Web Sitelerinde yayınlanması kesinlikle yasaktır. Hakkınızda yasal işlemlerin başlatılabileceğini lütfen unutmayın!