Mersin’de yerleşim yerlerine yakın kurulu geri dönüşüm fabrikaları, sağlık başta olmak üzere birçok sorunu da beraberinde getiriyor.
Mersin’de yerleşim alanlarına yakın kurulan sanayi sitesindeki geri dönüşüm fabrikalarına dikkat çeken Çevre Mühendisi Cihan Ersoy, “Fabrikalardan yayılan emisyonların rüzgarla yerleşim yerlerine taşınması o bölgede astım hastalığını tetikliyor” uyarısında bulundu.
7 yıl önce mahallelerin bulunduğu alana kurulan sanayi sitesinde yakılan plastiklerin yaydığı zehirli duman, doğayı ve halkı birçok yönden olumsuz etkiliyor.
Tarsus ilçesinin Kemalpaşa ve Akdeniz ilçesinin Yalınayak mahallelerindeki halk, yaşadıkları sıkıntıları anlatırken, Çevre Mühendisi Cihan Ersoy ise konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘NEFES ALAMIYORUZ’
15 yıldır Kemalpaşa Mahallesi’nde yaşayan Yasemin Kaya, mahalleleri sanayi sitesine yakın olduğu için nefes dahi alamadıklarını belirterek, “Sanayi sitesindeki fabrikaların çoğu ruhsatsız işletiliyor, belediye bunlara el atsın. Kokudan uyuyamıyor nefes alamıyoruz. Atıklar yakıldığında etrafı kapkara dumanlar sarıyor. Mahalle çöplük içinde ama kimse mahalleye gelip bakmıyor, sadece o koltuklarda oturuyorlar. Defalarca şikayet etmemize rağmen hiçbir önlem alınmadı. Şikayetlerimiz neticesinde atıklar artık gündüz değil gece yakılıyor. Bu zehri solumak zorunda değiliz” tepkisinde bulundu.
KOKU VE ZEHİRLİ DUMAN
31 yıldır mahallede yaşayan Gizem Erkek, 7 yıl öncesine kadar böyle bir sorunlarının olmadığını dile getirerek, “Gündüz yakılan plastikler tepkilerimiz üzerine gece yakılmaya başlandı. Ancak bu kez geceleri kokudan ve sesten uyuyamaz, pencereleri açamaz olduk. Koku ve dumandan insanlar sağlığından olmaya başladı. Etrafa yayılan zehirli gazdan en çok çocuk ve yaşlılar etkileniyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi ile Tarsus Belediyesi’ne defalarca başvurmamıza rağmen bir sonuç alamadık. Belediye, bu kirliliği durdurmakla yükümlü, hakkımızı her alanda dile getireceğiz. Bir an önce çözüm bulsunlar, rahat ve temiz nefes almak istiyoruz” dedi.
ASTIM VE BRONŞİT HASTALIKLARI BAŞLADI
Akdeniz ilçesine bağlı Yalınayak Mahallesi sakinlerinden Şemsi İzgi de, 5 yıl önce mahalleye taşındığını belirterek, şöyle dedi: “Nefes alamıyoruz artık. Yaz-kış pencereleri kapatmak zorunda kalıyoruz. Fabrikaya yakın oturan komşumuz göğüs kanseri oldu, şuan tedavi görüyor. Akşam saat 22.00’dan sonra yakmaya başlıyorlar, artık nöbet tutmaya başladık. Plastik geri dönüşüm fabrikaları burada yaşayan çoğu insanı astım, bronşit hastası etti. Senelerdir mücadele ediyoruz kimse ilgilenmiyor. Toroslar Belediyesi Akdeniz Belediyesi’ni, Akdeniz Belediyesi de Toroslar Belediyesi’ni muhatap gösteriyor.”
‘YILDA 650 TON ATIK GELİYOR’
Çevre Mühendisi Cihan Ersoy ise, dünya genelinde yıllık 180 milyon civarında çöp olduğunu ve Türkiye’ye dışarıdan yıllık 650 ton plastik atık geldiğini aktardı. Yurtdışından gelen çöplerin büyük bir kısmının Adana’da işlendiğini ve bunun Mersin’e de yansıdığını belirten Ersoy, “Plastikler 2 kez geri dönüştürülebilen yapıdadır ve bundan sonra da özelliğini kaybettiği için atık vasfında değerlendiriliyor. 500 yıl kadar etkisini gösterebilecek atıktan söz ediyoruz. Toplatıldıktan sonra en fazla atığın yüzde 20’sini alabiliyoruz, ayrıştırılan kısımlar temizlendikten sonra bir parçalama ünitesine getirilip kırpıldıktan sonra geri dönüşümle tekrardan hazır hale getiriliyor. Bu yıkama ünitesinde gerek kimyasal gerek evsel atıklar ya da tarımsal zirai araçların atıkları da olabilir. Bunları kaynağında ayrıştırmak gerekiyor ama maalesef Türkiye’de henüz böyle bir teknoloji yok” dedi.
‘HASTALIKLARI TETİKLİYOR’
Atık yıkama işlemi sırasında oluşan suların hiçbir işlem yapılmadan önce kanalizasyona ardından denize karıştığını aktaran Ersoy, “İlk göstermiş olduğu tehlikelerden biri; mikro plastik, ikincisi kırpılan malzemeler ısı altında eritildiğinde ısıdan kaynaklı olarak imisyon oluşuyor ve burada tam yanma olmadan oluşan ürünler (dioksin fronlar karbon monoksit gibi moleküller) havaya karışarak insan sağlığını tehdit ediyor. Yalınayak Mahallesi’nden örnek verecek olursak; yerleşim yerlerine çok yakın plastik geri kazanım üniteleri ve ürün haline getiren birçok işletme var. Fabrikaların olduğu yerleşim birimlerine yakın insanlar bu atıklardan son derece mustarip. Bu fabrikadan yayılan emisyonların rüzgarla yerleşim yerlerine taşınması o bölgede astım hastalığını tetikliyor. Bu durum kansere kadar gidebilir. Burada insan yaşamı ve ekolojik denge, risk altında. Buna bir şekilde çözüm bulunmalıdır. En başta plastik eriten firmalar bu emisyonları azaltmak için gerekli önlemleri alması gerekiyor. Burada asıl olan insan sağlığını öncelemek” ifadelerini kullandı.
‘ÜLKE, BATININ ÇÖPLÜĞÜ’
Fabrika atıklarının toprak ve denize karışması nedeniyle tüketilen deniz ve tarımsal ürünlerin etkilendiğini söyleyen Ersoy, şöyle devam etti: “Havaya karışan mikro plastikler rüzgarla taşınarak tarım arazilerinde, toprakta ya da bitkide yer bulabiliyor. Buda mutasyon tehlikesini ortaya çıkarır. Bunların incelenmesi gerekiyor. Bunlar kanserojen maddelerdir ve bunları soluyan tüm canlılar kanser tehditliyle karşı karşıyadır. Bu mahallelerin bulunduğu bölgeler, sanayi bölgesi olarak planlanmış ise sanayi ve depolama alanlarında yerleşim en az 3 kilometre ötede olmalı. Bu durumda tüm Yalınayak ve Şevket Sümer mahallelerinin ortadan kaldırılması gerekiyor. Filtre, koku ve plastik emisyonu biraz da olsa azaltacaktır, en azından insan yaşamına zarar vermeyecek seviyeye getirecektir. Alınabilecek en hızlı yöntem de budur. Tesislerle ilgili ciddi sorunlar var. Yakmayla geri kazanılmayacak plastikler depolama alanlarında depolanıyor ve kimsenin görmediği yerlerde yakılıyor. Bununla da insan sağlığını ciddi anlamda tehdit eden kimyasallar ortaya çıkıyor. Öncelikle Mersin’deki depolama alanlarını tespit etmek gerekiyor. Ülke batının çöplüğüne gelmiş durumdadır. Gelişmiş ülkeler karbon emisyonlarını azaltmak için bu tür geri dönüşüm tesislerini ülkelerinde kapatıp, plastik atıkları bir şekilde kendi topraklarından uzaklaştırmak için gelişmemiş ülkelere gönderiyor. Buna karşı halkın bilinçlenmesi, sorunun farkına varması gerekiyor. Bunu yapabildiğimiz zaman bu sorun çözülür. Bu soruna karşı belediyeler, bakanlık ve STÖ’ler ciddi çalışma yapmalı.” (MA / Mukadder Akyol)
Bernamegeh Türkçe