Marksist-Leninist devrimci ve Küba Devrimi’nin önderi Fidel Alejandro Castro Ruz, 13 Ağustos 1926 tarihinde Küba’ya bağlı Mayarí’de dünyaya geldi.
Orta hâlli İspanyol göçmeni Ángel Castro y Argiz’in (1875-1956), aşçısı Lina Ruz González’den (Ángel Castro y Argiz’in ilk evliliğinin sona ermesinden sonrasında nikahlandılar) evlilik dışı dünyaya gelen beş çocuğundan ikincisidir.
Fidel Castro, United Fruit Company’nin denetimi altındaki fakir bir civar olan Mayarí’de yetişti. Oriente ilinin merkezi Santiago’daki Katolik okullarında ve Havana’daki Cizvit lisesi Belén İlahiyat Okulu’nda tahsil gördü. 1945’te öğrenime başladığı Havana Üniversitesi’nden 1950’de hukuk doktoru olarak mezun oldu.
Öğrenciyken, 1947’de Dominik Cumhuriyeti’nde Rafael Trujillo’nun sağcı askerî cuntasına karşı başarısızlıkla sonuçlanan bir devrimci harekete ve 1948’de Bogotá’daki şehir ayaklanmalarına katıldı. 1947’de Küba Halk Partisi’ne girdi.
1950-52 tarihleri arasında avukatlık yaptıktan sonra Temsilciler Meclisi seçimleri için Küba Halk Partisi’nden adaylığını koydu. Ama 10 Mart 1952’de iktidardaki Carlos Prío Socarrás hükûmetini deviren Küba’nın eski başkanlarından General Fulgencio Batista seçimleri iptal etti.
1953 başlarında Batista diktatörlüğünü yıkmak amacıyla küçük bir grup meydana getiren Castro, 26 Temmuz’da Santiago’daki Moncada Kışlası’na 165 arkadaşıyla beraber bir baskın düzenledi; fakat başarısızlığa uğrayarak tutuklandı.
Juventud Adasında 21 ay hapis tutulduktan sonra Batista’nın direktifiyle cezasının geriye kalan kısmı bağışlandı. Castro, kendini bir “Sosyalist, Marksist ve Leninist” olarak tanımladı. Bir Marksist olarak, Küba’yı yabancı emperyalizm etkisindeki kapitalist bir devletten sosyalist topluma dönüştürmeyi amaçlıyordu.
1955’te Küba’dan ayrılarak Meksika’ya geçti ve 26 Temmuz Hareketi isminde yeni bir örgüt ve hareket kurdu. İspanya İç Savaşı’na katılmış olan Kübalı Alberto Bayo’nun yönetiminde gerilla savaşı eğitimi gören örgüt üyeleri 2 Aralık 1956’da Granma yatıyla Küba’ya dönüp Oriente’de karaya çıktı.
Burada hükûmet güçleriyle girişilen çatışmalarda dostlarının çoğunu yitiren Castro, aralarında kardeşi Raul Castro ve Ernesto Che Guevara’nın da bulunmuş olduğu 12 arkadaşıyla beraber Oriente’nin güneybatısındaki Maestra Dağlarına çekildi. Bu dağlarda iki sene süresince Batista’nın kuvvetlerine karşı bir gerilla savaşı yürüttü.
Giderek siyasal desteğini yitiren ve bir takım askerî yenilgiye uğrayan Batista, 31 Aralık 1958’de Dominik Cumhuriyeti’ne kaçtı. Castro 1959’un ilk günlerinde Havana’ya girdi. Hukukçu Doktor Manuel Urrutia Leo devlet başkanlığına, Castro da başbakanlığa getirildi.
Önceleri Castro’ya karşı çıkmakla birlikte 1959’a doğru gerilla hareketini desteklemeye başlamış olan Küba Sosyalist Halk Partisi (PSP), Castro ile ilişkilerini geliştirerek etkili bir konum kazandı. Bu durumdan tedirgin olan Urrutia’nın toprak reformunun ertelenmesi yönündeki baskıları üstüne Castro istifa etti; fakat halkın yoğun tepkisi karşısında Urrutia, görevinden çekilmek zorunda kaldı. Yerine Osvaldo Doticos getirilirken Castro tekrar başbakan oldu.
Castro hükûmeti, öncelikle fiyatları ve kiraları düşürdü. Ardından köklü bir toprak reformu başlattı. 40 hektarı geçen toprak bedelleri 20 yılda ödenmek suretiyle kamulaştırıldı ve halk çiftlikleri olarak işletilmeye başlandı. Bu sırada toprakların kamulaştırılmasından zarar görmüş Amerika şirketlerinin baskısıyla Amerika hükûmeti, Küba’ya karşı ekonomik ambargo uyguladı.
Ekonomisi tek ürüne dayalı bir ülke olan Küba, öteden beri Amerika’ya sattığı şekeri SSCB’ye satmaya başladı. 1961’de Küba Sosyalist Halk Partisi ile birleşme kararı ortaya çıkan Birleşmiş Sosyalist Devrim Partisi’nin (1965’ten sonrasında Küba Komünist Partisi) genel sekreterliğini üstüne alan Castro, ülke içinde oldukça kapsamlı politikalar uygulamaya başladı.
Okuma yazma seferberliği sonucunda okuryazarlık oranı %90’ın üstüne çıktı. Yeni okullar açılarak öğrenim olanakları yaygınlaştırıldı. Zenginlik kaynaklarının, milli gelirin ve sağlık hizmetlerinin dağılımında köklü değişimler gerçekleştirildi.
Küba’da 1959’dan sonrasında ilk defa yerel seçimlerin yapıldığı ve devlet yapısında yeni düzenlemelerin geliştirildiği 1976’da Devlet Konseyi ve Bakanlar Kurulu başkanlığını üstüne alan Castro, kuvvetli ve merkezi bürokrasiye dayanarak sosyal ve ekonomik yaşamdaki yönlendirici rolünü sürdürdü.
Devlet ve parti organlarında eski yol arkadaşlarına ağırlık verdi. Silahlı kuvvetlerden görevli devlet bakanı olan kardeşi Raul Castro, giderek ikinci adam konumu kazandı. Fidel Castro 31 Temmuz 2006 tarihinde sağlık problemleri sebebiyle yetkilerini geçici olarak başkan yardımcısı ve kardeşi Raúl Castro’ya devretti.
19 Şubat 2008’de de, bir açıklama yaparak, 1976 yılından beri yürütmekte olduğu Küba’nın en yüksek idare organı olan Devlet Konseyi Başkanlığı görevini bıraktığını açıklamıştır.
25 Kasım 2016 tarihinde Fidel Castro, uzun süreden beri muzdarip olduğu çoklu organ yetmezliğine yenik düşerek yaşamını kaybetmiştir. Vasiyeti üstüne cenazesi 27 Kasım’da yakılmıştır.
Fidel Castro, Devrim sonrasında, 1959-76 arasında Küba başbakanlığı, 1976-2008 arasında da Küba devlet başkanlığı yaptı. 1961 ile 2011 yılları arasında da Küba Komünist Partisi Birinci Sekreterliği görevini yürüttü. Uluslararası alanda ise 1979-1983 ve 2006-2008 yılları arasında Bağlantısızlar Hareketi’nin Genel Sekreterliğini yaptı.
Bernamegeh Türkçe