FARS KAYNAKLARINA GÖRE KÜRTLER

FarslarPersler, Osmanlıcadaki tabirle Âcemler, çoğunlukla İran’da yaşayan İranî bir halktır.

Etimolojik olarak Pars (Pers) sözcüğünden gelmektedir. Pars kelimesi Arapçanın etkisiyle Fars haline gelmiştir; Arapça’da bulunmayan P harfi F ile ikame edilmiştir. Arapça’da bu iki ses ortak kapalı a sesi ile verilmektedir.

Fars devletlerinin tarihi Ahamenişler ve Sasaniler şeklinde 2550 yıl öncesine kadar uzanır. Farsların dili Farsça, bir Hint-Avrupa dilidir. Tarihi önemi olan çok sayıda Fars şâir ve bilge mevcuttur.

Farslar günümüz İranlıların ataları olarak kabul edilirler. Antik İran’da kurulan en önemli iki imparatorluk Ahamenişler ve Sasaniler, Persler tarafından kurulmuştur.

Tarih kaynaklarında II. Sirus’un hakimiyeti, Pers tarihinin başlangıcı olarak gösterilmektedir. Ekbatan’ı ele geçiren Sirus, sonrasında tüm Medya’ya egemen oldu. MÖ 29 Ekim 539 tarihinde Babil’i ele geçirdi.

Antik Pers toplumunda aynı sınıftan insanlar dudak dudağa öpüşerek, astlar ise üstlerinin yanağını öperek selamlaşırlardı. Devlet otoritesini temsil eden kimseler, önünde rengin eğilerek ve bel kemikleri öpülerek selamlanırdı. Topluluk içinde tükürmek, sümkürmek ve akarsuları kirletmek yasaklanmıştı. Ayrıca sokakta yemek yemek de aynı şekilde hoş karşılanmamaktaydı ve yasaktı.

Persler, 36 karakterden oluşan çivi yazısını kullanmaktaydılar. Uzaklık ölçümünde “parasang” birimi, ödemelerdeyse “talent” kullanılmaktaydı. Dinleri Mitraizm ve Zerdüştlük idi.

Fars Kaynaklarına Göre Kürtler

Firdewsî’nin 11. asırda yazmış olduğu Şehname’sinden başlayarak birçok Fars kaynağında Kürtlere dair bilgi bulunmaktadır. Fakat ne yazık ki, bu konuya dair yazılmış  herhangi bir müstakil eser bulunmamaktadır.

Moğulların İran’a hakim olduğu dönemde Farsça yazılmış olan tarih kitaplarında Kürd ve Kürdistan’a yer verilmiştir. ‘Ali Cüveyni’nin (1226-1282) 3 ciltlik “Târîh-i Cihân-gûşa (y.1260)” Fazlullah Reşidüddin’in (1240-1318) 2 ciltlik “Cami’üt-Tevarih (y.1310)”, Vassâf’ın (d.1246) “Cihângûşa”ya zeyl olarak yazdığı üç ciltlik “Tecziyetu’l-Emsâr ve Tezciyetu’l-A‘sâr”, Hamdullah Mustevfi’nin (1281-1340) “Târîh-i Guzîde”, “Zafernâme”, “Nuzhetu’l-Kulûb”, Banâkiti Gazan’ın (ö.1330) “Târîh-i Benâkitî”, Şebânkâreî’nin (d.1298) “Mecma‘u’l-Ensâb”.

Hamdullah Mütevfi Kazvini (1281-1340), ‘Tarih-i Güzide’ adlı eserinde, Sasani kıralı Tahmares’ın ülkesini yedi eyalete ayırdığını ve bunlardan birinin  de ‘Kürdabad/Kürdistan’ olduğunu yazmıştır. Müstevfi, Selçuklular devrinde, Süleyman Şah Ebuh tarafında ‘Kürdistan’ eyaletinin kurulduğundan da söz etmiştir. H. Müstevfi, ‘Nüzhetü’l-Kulûb (y.1340)’ isimli eserinde ise ‘Kürdistan Toprakları’nın ‘Alani, Alister, Huftiyan, Derbend-i Tac Hatun, Derbend-i Zengi, Dezbil, Dinaver, Sultanâbâd, Cemcemal, Şehrizor, Kirmanşah, Kırind, Hüsha ve Kangever’ gibi on altı şehrini/bölgesini bulunduğunu ve Fars Irak-ı, Huzistan, Azerbaycan ve Diyarbakır tarafından çevrildiğini belirtmiştir.

Nadir Şah’ın ölümünden sonra 1750’den 1794 yılına kadar İran’da iktidarı elinde bulunduran Zend Hanedanlığı döneminde; Nâmî lakabıyla meşhur Mîrzâ Muhammed Sâdık Musevî İsfehanî’in (ö.1790) “Târîh-i Gîtî Güşâ” ve bu eserin devamı niteliğinde, Mirza Abdülkerim bin Ali Rıza Şerif ile Ağa Muhammed Rıza Şirazî tarafından kaleme alınmış olan “Zeyl-i Târîh-i Gîtî Güşa”; Ebu’l Hasan Muhammed Emin Gulistân’ın, Nadir Şah’ın ölümünden sonraki 30 yıllık olayların yazıldığı “Mücmelü’t-Tevârîh” ve Zeynelabidin Kûhemze tarafından yapılmış olan zeyli, ki Mücmelü’t Tevârîh’te İran’da bulunan Kürd hanları hakkında da bilgiler bulunmaktadır.

Mirza Muhammed Halil Mar’aşi’nin “Mecmau’t-Tevârîh (y.1207/1792)”; Rüstemü’l-Hükemâ adıyla meşhur Muhammed Haşim Asaf’ın “Rüstemü’t-Tevârih (y.1247/1831)”; Kerim Han Zend’in münşilerinden Mirza Muizeddin Muhammed Müstevfî’nin oğlu  Mirza Muhammed Ebu’l-Hasan Han Gaffârî Kâşânî’nin 1167-1203/1753-1789 yılları arasındaki olayların işlendiği “Gülşen-i Murâd”; Mirzâ Muhammed’in 1142-1199/1729-1785 yılları arasını konu edinen “Rûznâme (y.1200/1785)”; Lütfali Big Âzerbigdili’nin (ö.1195/1781) “Ateşgede-i Âzer”; Mir Abdüllatif’in (ö.1220/1806) “Tuhfetü’l-Âlem”; Muhammed Fethullah bin Muhammed Taki Saruy’un “Ahnenü’t-Tevârih/Târih-i Muhammedî (y.1211/1797)” ve Meftûn lakabıyla bilinen Abdürrezzâk Big Dünbüli’nin ikinci cildi Zend tarihine dair olan “Tecrübetü’l-Ahrâr ve Tesliyetü’l-Ebrâr” gibi Zend tarihine dair kendi döneminde yada çok az zaman sonra yazılmış olan en muteber kaynaklarda acaba Kürdlere yer verilmiş mi?

Bernamegeh Türkçe

UYARI: Yazıların izinsiz kopyalanması ve Web Sitelerinde yayınlanması kesinlikle yasaktır. Hakkınızda yasal
işlemlerin başlatılabileceğini lütfen unutmayın!

AYRICA BAKIN

Yağız Kaya Kimdir Hayatı

Müzisyen Yağız Kaya, 1976 senesinde Sivas ilinin Divriği ilçesinde dünyaya geldi. Yağız Kaya, müzik piyasasında …

error: LÜTFEN KOPYALAMAYIN OKUYUN!