Urartu Devletin başkenti Van Gölü’nün doğu kıyısında yer almaktaydı; daha geç dönemlerdeki adı ‘Tosp’, Urartucadaki “Tuşpa” adından türemiştir. Van Gölü’nden 1625 metre yüksekte olup Urmiye Gölü’nden 336 metre daha yukarıda yer almaktadır.
Asurlar (Aşurlar, eski Asurlar)’ın coğrafi metinlerinde Van Gölü’nden “Nairi’nin Yukarı Denizi”, Urmiye Gölü’ndense “Nairi’nin Aşağı Denizi” olarak söz edilir.
Bugün dahi Urumiye Gölü’nün Farsçası “Deryaçe” yani “Küçük Deniz” anlamındadır. Urartu yerleşim bölgesinin sınırlarını, batıda Karasu-Fırat, kuzeyde Kuzey Ermenistan dağları, doğuda İran Azerbaycan’ındaki Savalan Dağları, güneyde ise Zagros Dağları’yla birleşen Doğu Toroslar oluşturur.
Efsanevi Ağrı Dağı bu dağlık bölgenin orta noktasındadır. İncil’deki masoretik ünlüleştirmeden ötürü bu dağ, Urartu adının “R R T” ünsüzleriyle yazılması sonucu “Ararat” adını almıştır.
5165 metrelik yüksekliği ile Büyük Ağrı Dağı, Kafkasya’nın güneyindeki en yüksek dağdır. Küçük Ağrı Dağı, Tendürek, Aladağ, Süphan Dağı ve Nemrut Dağı gibi genelde 3000 metreyi geçen diğer dağların çoğu Van Gölü yakınlarında yer almaktadır.
Urartu Kralı II. Sarduri tarafından milattan önce 750 yılında yaptırılan Çavuştepe Kalesi ve kuzey kısmındaki nekropol (arkeolojik şehirlerde mezarlıkların ve toplu mezar yerlerinin bulunduğu bölge), alanında yürütülen kazı çalışmalarında, Urartuların ölü gömme adetleri ve yaşam tarzına ilişkin yeni bulgular elde edildi.
Kazılarda ortaya çıkan 2700 yıllık mezar ne anlatıyor
Çavuştepe’deki arkeoloji kazılarında 2700 yıllık mezardan bir insan, bir köpek, 4 at, sığır ve koyun kemikleri ile ünik bir hazneli kandil parçası çıktı. Sıradışı mezarın bir Urartu yöneticisine ait olduğu sanılıyor.
Van’ın Gürpınar ilçesindeki Çavuştepe Kalesi ve kuzey kısmındaki tarihi mezarlıkta (nekropol alanı) kazılar gerçekleştiren Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu başkanlığında antropolog, arkeolog, sanat tarihçi, şehir plancısı ve restoratörlerlerden oluşan 25 kişilik arkeoloji ekibi ilginç bir mezar keşfetti.
Urartulara ait kale ve nekropolde yapılan kazılarda daha önce 2 bin 777 yıllık olduğu tespit edilen kadın ve erkek iskeletleri ile geçen yıl üzerinde birçok takı ve pazı kısmında ejder başlı bilezik olan 3 yaşlarında çocuk iskeletinin bulunmuştu.
Aynı alanda sürdürülen kazılarda, bu sene Urartulu bir yöneticiye ait olduğu sanılan bir mezar ortaya çıktı.
Bölgede çalışma yürüten bilim insanlarını heyecanlandırılan yeni mezardan, Urartu döneminin ölü gömme adetleri ve yönetici sınıfıyla ilgili yeni bilgilerin elde edilmesi bekleniyor.
4 at, sığır ve küçükbaş hayvanıyla gömülmüş Urartu Soylusu
Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu, “Çavuştepe Kalesi’nde Urartu ölü gömme geleneği ve arkeolojisine ilişkin çok farklı buluntularla karşılaştık. Burası Urartu ölü gömme geleneği hakkında hep ilkler yaşattı. Bugün de o ilklerden biriyle karşı karşıyayız. Uzman ekibimizle yürüttüğümüz çalışmalarda in-situ (ilk konulduğu şekliyle) halinde bir mezarla karşılaştık. Bir insanın 4 at, sığır ve küçükbaş hayvanıyla gömüldüğünü gördük. Hemen yanında seramik parçaları ele geçti. Burada şimdiye kadar hiç rastlamadığımız bir hazneli kandille karşılaştık. Aydınlatmayla ilgili de önemli ipuçları veriyor.” dedi.
Yeni bulunan alanın kazı ekibini heyecanlandırdığını ifade eden Çavuşoğlu, “Bir insanın atlarıyla birlikte gömülmesi ve in-situ halinde bulunması ilk olarak karşılaştığımız bir durum. Çalışmalarımız devam ediyor. Soyluluğunun ne derece olduğunu ilerleyen günlerde ortaya çıkarmış olacağız. Dört atıyla gömülen insanın önemli biri olduğunu gösteriyor. Atlarla ilişkisi olan, yönetici sınıf ya da askeri üst düzey kişi olduğunu düşünüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Ortaya çıkan ilginç bulgular
Doç. Dr. Hakan Yılmaz da “Bu sene ilginç bir buluntuyla karşılaştık. Kişinin atlarıyla gömülü olması ilginç bir durum. 4 at var. İkisinin kafatası sağlam. İkisinin de alt çeneleri var. Mezarın hemen yanında insan kafatası ve kemikler var. Onların yanında da sığır kemikleri var. Bireyin hayvanlarıyla beraber gömüldüğünü anlıyoruz. Urartu ölü gömme geleneğinde şimdiye kadar rastladığım ilk buluntu. Bu mezar önemli bir kişiye ait. Bizi çok şaşırtan bir durum. Kemikleri laboratuvarda analiz edeceğiz.” dedi.
Mezardan çömlek ve seramik parçaları çıktı
Doç. Dr. Hanifi Biber mezarda farklı bir ölü gömme adetiyle karşı karşıya olduklarını dile getirerek, “Dikkatimi çeken mezarın yanındaki çömlek parçaları. Çok kaliteli. Van Müzesi’nde çok kaliteli seramikler var, bu da onlara benziyor. Çok küçük ve yonca ağızlı testi gibi görünüyor. Mezar henüz tam açılmadı, başka buluntular da gelebilir. Dolayısıyla gerek atlarıyla gerekse de seramiklerin kalitesi itibarıyla sıradan bir insan olmadığını ve yönetici olma ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor.” açıklamasında bulundu. / AA
Bernamegeh Türkçe / bernamegeh@gmail.com