1514’te Çaldıran Savaşı ile büyük bir kısmı Osmanlı İmparatorluğu’nun eline geçen Kürdistan coğrafyası, 1639’da Osmanlılar ile Safeviler arasında imzalanan Kasr-ı Şirin ile ikiye bölünmüştü.
Idrîsê Bedlîsî, Mehemed Paşayê Bekrî (Bıyıklı Mehmed Paşa), Şerefxan ve Bedirxan gibi beyler tarafından Kürdistan eyaletinde yönetilen Kürtler, Osmanlı’nın yıkılışına doğru çeşitli siyasî örgütlemelere gittiler ve Osmanlı’daki diğer halklar gibi bağımsızlık istemlerinde bulundular.
Bu istemlerini resmî örgütlerle duyuran Kürt halkının Osmanlı’daki ilk yasal örgütü, 1900 yılında İstanbul’da kurulan Kürdistan Azm-i Kavî Cemiyeti‘dir. Cemiyetin kurucusu Diyarbekirli Fikri Efendi, en aktif üyesi ise 1910 yılında kurulan ve Kürt çocuklarının gittiği Meşrutiyet Mektebî’nin müdürü Kürdizade Ahmed Ramiz’dir.
Kürdistan’da kurulan ilk cemiyet ise 1908 yılı Mayıs ayında Diyarbekir’de kurulan Osmanlı Kürt İttihat ve Terakki Cemiyeti’ydi. Bu cemiyetin, 21 Mayıs 1889’da II. Abdülhamit’e karşı gizli olarak kurulan ve o tarihlerde Türkçülerin eline geçmiş olan Osmanlı İttihad ve Terakki Cemiyeti’nden ayrılmış Kürtler tarafından kurulduğu ve kısa bir süre sonra kapatıldığı bilinmektedir.
19 Eylül 1908’de, İstanbul’da Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti kurulmuştu. Cemiyetin başkanlığına ömür boyu başkan kalmak üzere büyük Kürt lideri Şêx Ubeydullahê Nehrî’nin oğlu ve onunla birlikte isyanda bulunmuş olan Seyid Abdülkadir seçilir. 1910 yılında Kürtçe eğitim ve kitaplarla ilgilenmek üzere Kürt Neşr-i Maarif Cemiyeti, 1912 yılında ise İstanbul’daki öğrencileri bir araya getiren ve Ömer Cemil Paşa’nın yönettiği, Hêvî Kürt Talebe Cemiyeti kurulur. Aynı yıl Mela Xidir (Molla Hıdır) Amerika’da yaşayan Kürt toplumu tarafından desteklenen Kürdistan Muhibban Cemiyeti‘ni kurar. Bu cemiyetin genel sekreterliğine Kürt vatanseverliğinin yılmaz savunucularından Nuri Dersimi getirilir. Kendisi Türk olan Filozof Rıza Tevfik ise bu derneğin üyelerinden biridir.
Sadî Korê Paloyî (Palulu Kör Abdullah Sadi) tarafından Caddebostan’daki merkezinde faaliyet gösteren Kürdistan Teşrik-i Mesai Cemiyeti ise 1912’de kurulmuştur (Bazı kaynaklarda bu tarih sehven 1921 olarak yazılmıştır). Cemiyet, daha sonra Hêvî Kürt Talebe Cemiyeti ile birleşerek kendisini fesheder ve Kürt İrşat ve İrtika Cemiyeti‘nin kurulmasına katkıda bulunur.
Bu örgütün en büyük destekçisi Seyit Abdülkadir, genel başkan yardımcısı ise Serbestî gazetesi sahibi dönemin entelektüellerinden Mewlanzade Rifat Bey’dir. Bu derneğin tüzüğünde en dikkat çeken şey derneğin hiçbir siyasi faaliyette bulunmayacağı ve siyasi hiçbir fikrin güdümüne girmeyeceğini beyan etmesidir.
17 Aralık 1918’de başkanlığına Seyid Abdülkadir’in, genel sekreterliğine Hüseyin Şükrü Bey’in, yönetim kuruluna da Dr. Şükrü Sekban, Muhittin Namî, Babanzade Hikmet Bey ile Aziz Bey’in atandığı Kürdistan Teali Cemiyeti kurulur. Bu cemiyetin kapatılmasına 11 Ekim 1920’de Osmanlı yönetimi karar vermişse de cemiyet, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu güne kadar faaliyetlerine aralıksız devam eder; nitekim Kürdistan Teali Cemiyeti, ‘zararlı cemiyetler’ listesinde en başta olacaktır.
Jîn dergisi bu cemiyetin yayın organıdır, son dönemde ortaya çıkan bazı belgeler bu cemiyetin İstanbul’da 15.000, Bitlis’te 34.000 üyesinin bulunduğunu gösterir. Bu dernek aynı kadro tarafından ve aynı zamanda kurulan Kürdistan Cemiyeti ile organik bağından dolayı aynı dernek olarak görülür.
1919′da Kürdistan Teali Cemiyeti’nden kopan bir grup tarafından kurulan Kürd Teşkilat-ı İçtimaiye‘nin başkanlığına da Emin Ali Bedirxan getirilir. Bu cemiyetin önde gelenleri Şükrü Baban, Fuad Baban, Hikmet Baban, Dr. Abdullah Cevdet, Dr. Şükrü Sekban, Bitlisli Kemal Fevzi, Ekrem Cemil Paşa, Kerküklü Necmettin Hüseyin, Mewlanzade Rifat ve Memduh Selim Bey’lerdir.
Memduh Selim Bey’in öncülüğünde 1919 Ağustos’unda Kürt aydınları Kürt Millet Fırkası (Ulusal Kürt Partisi) adıyla bir parti kurarlar. Kürtlerin kurduğu ilk ve Kürt ismini kullanmış tek siyasi partisi olan Kürt Millet Fırkası’nın ilk genel başkanı Kerküklü Necmettin Hüseyin’dir. Bitlisli Kemal Fevzi, Babanzade Aziz ve Memduh Selim Bey derneğin en aktif kurmaylarıdırlar. Parti, varlığını 1927′deki Xoybûn kongresine kadar sürdürmüştür.
Kürt kadınlarının İstanbul’da kurduğu ve kuruculuğunu Kürt Mustafa Paşa Yamulkî’nin kızı Dr. Encum Yamulkî’nin yaptığı Kürd Tealî Nîsvan Cemiyeti, Mayıs 1919’da kurulur ve 20 Haziran 1919’da okutulan bir mevlit ile faaliyetlerine başlar.
1919′da Diyarbekir ve Urfa’da kurulan Kürt Klubü ise Türkler ve diğer halklarla birlikte bir kurtuluş savaşı önermekte ve Türk İttihatçılarla ortak hareket etmekteydi. Diyarbekir’de Pirinççizade Fevzi Bey, Urfa’da ise Şeyh Savfet (Yetkin) bu örgütün önemli isimlerindendi ve her ikisi de Osmanlı’nın son, Türkiye Cumhuriyeti’nin de ilk dönemlerinde mebus olarak görev yapmışlardı. Urfalı Şeyh Savfet, 52 arkadaşıyla birlikte Hilafetin kaldırılmasını talep etmiş ve Bediüzzaman Said-i Kurdi (Nursî) ile birlikte Dar-ul Hikmet-il İslamiye adlı akademide görev yapmıştı.
1919 yılında kurulan bir diğer dernek ise Kürt Tamim-i Maarif ve Neşriyat Cemiyeti‘dir. Kürt Teali Cemiyeti’nin kültürel amaçlı yan örgütü olduğu sanılan bu örgütün dernek başkanı Müküslü Hamza’dır.
Derneğin en önemli etkinliklerinden biri, Ehmedê Xani’nin Mem û Zîn adlı destanını ilk kez kitap olarak İstanbul’da yayınlamasıdır. Jîn dergisinin 6. sayısında cemiyetle ilgili şu habere rastlanmaktadır: “Kürt dili, tarihi ve coğrafyası ile ekonomi ve sosyolojisine ilişkin incelemelerde ve yayında bulunmak ve Kürdler arasında çağdaş bilimleri yaygınlaştırmak üzere, Kürt Tamim-i Neşr-i Maarif Cemiyeti adıyla bir bilim derneğinin kurulması hakkındaki hazırlıklar son bulmuştur.”
Bernamegeh Türkçe
UYARI: Yazıların izinsiz kopyalanması ve Web Sitelerinde yayınlanması kesinlikle yasaktır. Hakkınızda yasal işlemlerin başlatılabileceğini lütfen unutmayın!